Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2648 E. 2010/5935 K. 06.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2648
KARAR NO : 2010/5935
KARAR TARİHİ : 06.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5.000 lira alacak için itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, 7.8.2009 tarihli “protokol” başlıklı belge ile davacının davalıya ait inşaat halindeki binayı 110.000 TL ye satın aldığını, 5.000 TL peyakçesi ödediğini, daha sonra tarafların anlaşarak karşılıklı olarak satım akdinden vazgeçtiklerini, buna rağmen davacının davalıya ödediği 5.000 TL peyakçesinin davalı tarafından iade edilmediğini belirterek, 5.000 TL kapora bedelinin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, 7.8.2009 tarihli satış protokolündeki imzanın davalıya ait olduğunu, ancak 5.000 TL kaporanın davacıdan alınmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamına göre taraflar arasında düzenlenen ve davalıya ait binanın davacıya satılmasını içeren 7.8.2009 tarihli protokolde “5.000 TL peyakçesi alınmıştır” ibaresinin bulunduğu, bu satım akdinden tarafların karşılıklı anlaşmaları ile vazgeçildiği ve protokolde satıcı (davalı) … isminin altındaki imzanın davalıya ait olduğu davalının kabul beyanı ile anlaşılmaktadır.
Ancak davalı tarafından imzanın kabul edilmesine rağmen sözleşmede yer alan kapora bedelinin alınmadığı iddia edildiğine göre MK.nun 6. maddesinde “taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” hükmü gereğince bu durumun ispatı davalı tarafa düşmektedir. HUMK.nun 288. maddesi gereğince hukuki işlemin yapıldığı zamanki miktar ve değeri 540 TL’yi geçmesi nedeniyle senetle ispat olunması gerekir.
Davalının dava konusu “satım akdi” niteliğindeki belgenin aksine başka bir belge (senet) ibraz edemediğine ve cevap dilekçesinde her türlü delile, başka bir deyişle “yemin” deliline dayandığına göre, mahkemece; HUMK nun 344. vd maddeleri gereğince davalının davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.