Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2590 E. 2010/4331 K. 16.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2590
KARAR NO : 2010/4331
KARAR TARİHİ : 16.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.000 lira manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının … Üniversitesi İktisadi İdari Bölümler Fakültesi Maliye Bölümünde 2004 yılından bu yana profesör ünvanı ile öğretim üyeliği yaptığını, dava dışı Adil …’e ait “Karşı Tarafın Düzenlediği Faturaya İtiraz Süresi ve Şekli” başlıklı makalenin davalı … Yayıncılık Sanayi ve Tic.A.Ş.’nin sürekli yayını olan … Dergisinde Temmuz 1994 sayısında yayımlanmasından sonra davacının haberi olmadan aynı makalenin davacının ismi ve resmi konularak Eylül 2002 sayısında yayınladığını, bu nedenle davacının 4.9.2008 tarihinde Yüksek Öğretim Denetleme Kurulunca sorguya çekildiğini ve olay ile ilgili makalenin davacıya ait olmadığı halde onun adına yayınlanarak bilimsel hırsızlık (intihal) suçunu işlemiş konumuna getirildiğini, bu nedenle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davalı derginin mali konularda aylık yayın yapan mesleki bir dergi olduğunu, davacının yazmadığını iddia ettiği makalenin davacı tarafından Üniversite Dekanlığına yazı ile bildirildiğini, bu nedenle söz konusu makalenin davacı tarafından yazılmadığı ve davalı dergiye gönderilmediği iddiasının doğru olmadığını, makalenin davacının talebi üzerine dergide yayınlandığını beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davaya konu “Karşı Tarafın Düzenlediği Faturaya İtiraz Süresi ve Şekli” başlıklı ve Adil … tarafından yazılıp, davalı şirkete ait derginin Temmuz 1994 sayısında yayınlanan makalenin davacı …’ın ismi ve resmi konularak aynı derginin Eylül 2002 sayısında tekrar yayınlandığı ve davacının bu nedenle YÖK Denetleme Kuruluna intihal suçlaması ile ifade verdiği anlaşılmaktadır.
Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin, Üniversite Öğretim Mesleğinden veya Kamu Görevinden Çıkarma başlıklı 11/a-3 maddesinde “Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek eyleminin üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası ile cezalandırılacağı” açıklanmıştır. Bu durumda davacı yönünden bu kadar ağır müeyyidesi olan ve bilim hırsızlığı (intihal) suçu niteliğinde bulunan dava konusu olayın oluş şekli, davacının söz konusu yazıyı yayınlanması için bizzat davalı şirkete teslim edip etmediği, başka bir deyişle makalenin yayınlanmasında davacının kusurlu bulunup bulunmadığının ve ayrıca davalının TMK.nun 26/2.maddesi gereğince sorumluluğunun araştırılması gerekir.
Makalenin yayınlanmasında davacı kusurlu değilse o takdirde BK’nun 49.maddesi gereğince kişilik haklarının zarar gördüğünün kabulü gerekir.
Borçlar Kanununun 49.maddesi gereğince ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.10.2001 tarih, 2001/4-1016 E.-2001/757 K.sayılı ilamında “kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir” kuralı benimsenmiştir. Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kanunun öngördüğü bir telafi şeklidir. Bir yönüyle de insanlardaki kırgınlık ve kızgınlığı, hatta intikam duygusunu tatmin etmek aracıdır. Amacı, olaydan duyulan acı, ızdırap, elem ve kızgınlığı kısmen olsun dindirmek, olayı unutturarak tekrar normal hayata dönüşü sağlamaktır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlarda yeterli araştırma yapılmadan ve HUMK’nun 388/3.maddesi gereğince hükmün gerekçe bölümünde davanın reddine ilişkin nedenler açıklanmadan soyut ifadelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.