YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2417
KARAR NO : 2010/6425
KARAR TARİHİ : 13.04.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 13.000.00 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların, dava konusu taşınmazda (ev ve fındık bahçesinde) müşterek malik olduklarını; davalının, taşınmazı tek başına kullandığını, davacının kullanımına engel olduğunu iddia ederek; 2003-2007 yılları arası için 8.000 TL ana para ve 5.000 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.000 TL ecrimisil alacağının yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 13.000 TL ecrimisil tazminatının dava tarihinden itibaren anaparaya işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Dava konusu fındık bahçesi için intifadan men şartı aranmaz ise de; evin davalı tarafından kullanımı ile ilgili olarak intifadan men şartı aranmalıdır. Mahkemece, bu hususta bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. İntifadan men şartı dava şartlarından olduğundan gerçekleşip gerçekleşmediği re’sen araştırılmalıdır. Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın tamamı için ecrimisil hesaplanmıştır. Mahkemece, davacıdan veraset belgesi istenip taşınmazdaki hissesi tesbit edilmeli, bundan sonra hissesi oranında ecrimisil hesabı yapılmalı ve bulunan bu miktardan davalı sorumlu tutulmalıdır.
Diğer yandan, davacının ecrimisil talebi; 2003/2007 yıllarına ilişkin bulunmaktadır. Oysa, bilirkişi raporunda dava tarihi gözetilerek 2008 yılı için de ecrimisil hesabı yapılmıştır. HUMK’nun 74.maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.