Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2405 E. 2010/3300 K. 02.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2405
KARAR NO : 2010/3300
KARAR TARİHİ : 02.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde kira parasının 01.01.2006 gününden başlayarak yıllık … 500.000 TL olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile brüt 480.000 TL tespiti cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 01.01.2006 dönemine ait kira parasının yıllık 500.000 TL olarak tespit edilmesini talep etmiş, mahkemece; yıllık 459.000 TL kira parasının tespitine karar verilmiş, dairemizin 15.07.2008 tarih, 9829 E,13214 K.sayılı bozma ilamı sonucunda yapılan keşif ve bilirkişi raporu ile yıllık 480.000 TL kira parasının tespitine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmaz, …, …, Sokakda 1,2,3,4,5, katlı bina olup, davalı idare tarafından hukuk müşavirliği olarak kullanılan, toplam 2.359 m2 işyeridir.
Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma yapılmadığı gibi emsal kira sözleşmeleri temin edilemediği, bilirkişiler tarafından re’sen emsal araştırması da yapılmadığı anlaşılmıştır. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli görülmemiştir. Ayrıca her katın ayrı ayrı getirebileceği kira parasının belirlenmesinde esas alınan dayanaklar açıklanmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin 6570 sayılı yasanın 2 ve 3.maddelerinin iptaline ilişkin 26.3.1963 tarih ve 3/67 sayılı kararı ile, 6570 sayılı yasanın kira parasındaki “sınırlı artış” ilkesi ortadan kaldırılmamıştır. Bununla birlikte kira parasının tesbiti yöntemini belirleyen 18.11.1964 tarih ve 2/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da kira parasının “hak ve nesafete uygun” seviyede takdiri ile “sınırlı artışı” öngörülmektedir. O nedenle kira parasının tesbiti bir sınırlamadır ve hakim kira parasını takdir ederken bunun bir sınırlama olduğunu gözetmelidir.
18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre “hak ve nesafet” ilkesi uyarınca hakim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri … … görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb.) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan yönleri içermeyen genel ifadeli bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya Y.İ.B.K’ne ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına aykırı olup bozma nedenidir.
Ayrıca, bilirkişi raporunda yıllık kira parasının 500.000 TL olarak açıklanmasına rağmen, mahkemece; 480.000 TL kira parasının tespitine karar verilmesi 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı YİBK.nda belirtilen “hak ve nesafet” ilkesine uygun düşmeyecek şekilde fazla olduğundan kurulan hüküm bu yönden de doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.