Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/226 E. 2010/856 K. 26.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/226
KARAR NO : 2010/856
KARAR TARİHİ : 26.01.2010

MAHKEMESİ : İZMİR 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2007
NUMARASI : 2007/989-2007/3145

Dava dilekçesinde vasiyetnamenin açılması, mirasçılık belgesi verilmesi masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece temyiz talebinin HUMK’nun 432/4 maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar verilmiş, red kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligatın, ilgilileri bilgilendirme özelliği yanında, yapılan işlemin hukuka uygunluğunu belgelendirme görevi de bulunması nedeniyle, red kararının davalı vekiline süresinde tebliğ edildiğine dair tebligat parçası dosyada bulunmadığından, TK.nun 32. maddesi uyarınca tebligatı öğrenme tarihi davalı vekilinin dilekçesine göre 18.2.2009 tarihi ve buna göre temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek:
Mahkeme kararı, sadece mahkeme divanhanesine asılmak suretiyle davalıya tebliğ edilmiştir. Yapılan bu tebligat TK. 28 ve 29. maddesine uygun değildir. Bu nedenle, mahkemenin temyiz talebini süre yönünden red kararı usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili; davacının murisi Erol Menekşelioğlu’nun el yazısı ve serbest iradesiyle MK 538 maddesinde öngörülmüş şartlara uyarak düzenlediği vasiyetnameyi İzmir 2.Noterliğine emanet ettiğini, murisin 27/03/2007 gününde vefat etmesiyle anılan vasiyetnameye göre yegane mirasçı olarak vasiyetnamenin açılmasını ve mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, getirtilen nüfus kaydına göre, murisin diğer mirasçısına ilanen tebligat yapılarak, vasiyetname açılıp okunmuştur.
Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
Ancak, bunun için tebliği çıkaran mercii muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tesbit ettirir. ( TK.md.28/1-3 )
Buna rağmen tespit mümkün olmazsa, ilanen tebligat yapılır. İlan alakalının öğrenmesine en emin bir şekilde vasıl olacağı umulan ve varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde intisar eden bir gazetede yapılır. ( TK.md. 29/1-1 )
Tebliğ olunacak evrak ve ilan sureti, tebliği cıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerine de asılır ( TK.md.29/1-2 )
Somut olayda, davalı mirasçının en son adresi nüfus müdürlüğünden sorulmuş, bilinmediği cevabı gelmişse de, kayıtlardan davalının yakın zamanda boşandığı anlaşılmakla, boşanma kararındaki adres araştırılmadığı gibi, zabıta oğlunun adresini bildirdiği halde bu adresten de davalının adresi araştırılmadan ilanen tebligat yolunun seçilmesi doğru değildir.
Kaldı ki, ülke genelinde yayın yapan, mümkünse yerel eki olan tirajı yüksek bir gazetede ilan yaptırılmamıştır.
Bu durumda davalı için yapılan ilanen tebligat, yasaya aykırı olup, bu şekilde yapılan tebligat ile, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek. halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .