Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/22324 E. 2011/4898 K. 28.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/22324
KARAR NO : 2011/4898
KARAR TARİHİ : 28.03.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Asıl dava dilekçesinde; murise ait tapuda kayıtlı 7 ve 8 nolu bağımsız bölümler için fazlaya ilişkin talebin saklı tutularak 7000 TL ecrimisilin, birleşen davada 6 nolu bağımsız bölüm için 7000 TL ecrimisilin tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulü, birleşen davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Asıl ve birleşen davanın davacı vekili asıl davada; müvekkili ile davalının kardeş olduklarını ortak murisleri babaları adına İstanbul İli Bayrampaşa İlçesi Sağmalcılar Köyü Murat Mahallesinde 20079 parselde kayıtlı 7 ve 8 nolu dairenin murisleri tarafından birleştirilerek tekbir daire olarak muris ve davalının birlikte kullandığını, murislerinin 06.01.2002 yılında vefatından sonra birleştirilen bu dairenin mirasçıları olan taraflara intikal ettiğini ancak, murisin ölümünden itibaren sözkonusu taşınmazın davalı tarafından mesken olarak haksız şekilde kullanılmaya devam edildiğini; müvekkilinin hisse karşılığının verilmediği ileri sürülerek 06.01.2002’den dava tarahine kadar ki döneme ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak şimdilik 7000 TL ecrimisilin davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Birleşen davada ise; muristen intikal eden ait aynı tapulu yerde bulunan 6 nolu meskenin de davalı tarafından 3.kişilere kiraya verilmek suretiyle gelir elde edildiği, müvekkilinin payının karşılığının verilmediği ileri sürülerek bu yer içinde 06.01.2002’den dava tarihine kadar ki döneme ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 7000 TL ecrimisilin davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevabında; asıl davanın konusu olan 7-8 nolu dairelerin tapu sahibi muris babaları Fahri …tarafından birleştirilmesi suretiyle tek daire haline getirildiğini, muris zamanında bu dairede davalı ile murisin birlikte oturduklarını ve sözlü olarakta bu dairenin (birleştirilen) davalıya bağışladığını, bu durumu davacının bildiğini; ecrimisil şartlarının oluşmadığını, birleşen davadaki 6 nolu meskenin ise 2007 yılına kadar kirasını dava dışı annesinin aldığını, 2007 yılında annesi ölünce dairenin mal sahipliğinin boşlukta olduğundan dolayı davalı tarafından kiraya verildiğini bu daire yönünden de ecrimisil şartlarının oluşmadığını ileri sürerek davaların reddini dilemiştir.
Mahkemece, birleşen dava olan 6 nolu meskenle ilgili olarak; buranın kirasını 12.07.2007 tarihine kadar dava dışı annelerinin aldığını, annelerinin ölümünden sonra davalı tarafından kiraların alındığını 12.07.2007 ile 04.07.2008 arasındaki kira bedelinin bilirkişi raporuna göre davacı hissesi olan 2.388,85 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, asıl dava olan 7-8 nolu birleşen daireler (tek daire) yönünden ise; bu dairelerde davalının oturduğunu, davalı tarafından bu dairelerde davacının hiçbir hakkı bulunmadığının ileri sürüldüğünü ve davacının kullandığı bir alan bulunmadığından bu daireler için intifadan men koşulu aranmayacağı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile 7000 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, kural olarak müşterek ve iştirak halinde mülkiyette intifadan men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Bunun istisnası olarak doğal ürün alınan yerler ile hukuki semere elde edilerek tasarruf edilen yerlerde intifadan men şartı aranmaz. İntifadan men dava şartı olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir. İntifadan menyemin dahil tüm delillerle ispatlanabilir.
Somut olayda; asıl davadaki birleştirilerek tek daire şeklinde kullanılan (7 ve 8 nolu) daireler yönünden intifadan men şartı aranır. Bu daireler yönünden intifadan men şartının aranmayacağına ilişkin mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Bu nedenle mahkemece intifadan mene ilişkin deliller değerlendirilerek gerekirse davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline de dayandığından davacı tarafın davalı tarafa yemin teklif etme hakkının olduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asıl dava yönünden yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuş olması … görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre kira esasına göre ecrimisil belirlenirken, emsal sözleşmelerinin dosyaya sunulması için taraflara süre verilerek ve mahkemece de emsal sözleşmeler celbedilip, keşif esnasında da bilirkişilerce de re’sen emsal araştırılarak rayiç belirlenip bu şekilde somut veriler toplandıktan sonra ecrimisil istenen ilk dönem kira parası belirlendikten sonra bu bedele ÜFE’nin tamamı yansıtılmak suretiyle sonraki dönem ecrimisil bedeli bulunarak, toplam ecrimisil bedeline hükmolunur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda asıl davadaki birleştirilen daireler için ecrimisil dönemine ilişkin davacı hissesinin karşılığı 17.044,91 TL ecrimisil bedeli, birleşen davada da 2.338 TL ecrimisil bedeli belirlenmiştir.
Mahkemece, somut veriler toplanmamış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da hem asıl davadaki 7-8 nolu daireler, hem de birleşen davadaki 6 nolu daire yönünden soyut ve genel ifadeler sonucunda ecrimisil bedelleri belirlenmiş olup, rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu yönden de eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.