Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2231 E. 2010/3076 K. 25.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2231
KARAR NO : 2010/3076
KARAR TARİHİ : 25.02.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, eğitimi süren yetişkin çocuk için davalı babadan yardım nafakası istenilmiş; mahkemece davacı çocuğun davalı babasını dövdüğü böylece nafaka verilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle istemin tümüyle reddine karar verilmiştir.
Yardım nafakasını düzenleyen TMK’nun 364/son maddesinin yollamasıyla 328.maddesinde çocuk … olmasına rağmen eğitimi devam ediyorsa ana ve babanın bakım görevinin çocuğun eğitimi sona erinceye kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. Bu maddelerde çocuk için nafakaya hükmedilebilmesi … olarak ana … ile iyi ilişkiler içinde olması … getirilmediği gibi Yargıtay uygulamalarında da bu husus nafakaya hükmedilebilmesi için gerekli olan şartlardan sayılmamıştır. Nitekim Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 20.6.1940 … ve 1479-2427 sayılı kararında mirastan ıskat sebeplerinin varlığı halinde dahi babanın “infak mükellefiyetinin” devam edeceğine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1.10.1969 … ve 2/677-720 sayılı kararında da, … ile çocuğunun kişisel ilişkisinin babanın istediği şekilde olmamasının onu nafaka yükümlülüğünden kurtarmayacağına; 23.11.1949 … ve 2/121-54 sayılı kararında da nafaka talebinde bulunan kızın ahlaki durumunun kötülüğünün yardım nafaka talebine engel teşkil etmeyeceğine karar verilmiştir.
Temyize konu edilen davada davalının doktor olan babasının muayenehanesine para konusunu görüşmek için gittiği ve aralarında çıkan tartışma sonucu birbirlerine müessir fiilde bulundukları ve davacının babasını tehdit ettiği iddiası ile açılan davanın henüz devam ettiği anlaşılmaktadır. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre bu hususların nafakaya hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle taraflar arasında gerçekleşen müessir fiil olgusu değerlendirilip hakkaniyet ölçüsünde nafakaya hükmedilmelidir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.