Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/21572 E. 2011/7258 K. 26.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/21572
KARAR NO : 2011/7258
KARAR TARİHİ : 26.04.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 5000 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Islah dilekçesi ile müddeabihin 25.728,50 TL’ye yükseltilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalı Vek.Av…. geldi. Aleyhine temyiz olunan Davacılar Vek.Av.Gülgün Kipman geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkilleri davacıların 06.01.2003 tarihinde vefat eden annelerine ait gayrimenkulün, davalı tarafından kullanıldığını ve kiraya verildiğini; davacıların hissesine düşenin ise verilmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesi ile müddeabih 25.728 TL’ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ecrimisil taleplerinin geriye doğru 5 yıl için istenebileceğini, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi gayrimenkulün 3.kişilere kiraya verilmediğini, müvekkilinin kendisinin mesken olarak kullanımının olmadığını, intifadan men şartının gerçekleşmediğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “..Davalı ve vekili cevap süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmadığından, cevap süresi geçtikten sonra ileri sürdükleri zaman aşımı itirazlarına davacı tarafça karşı çıkıldığından zamanaşımı savunmasına itibar edilmemiştir. Bu nedenle murisin ölüm tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için istenen ecrimisile hükmedilmesi gerekmiştir. Gerekçesiyle” davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Zamanaşımı def’i, ilk itirazlardan olmadığından yargılama sürecinde her zaman ileri sürülebilir. Mahkemece dikkate alınıp incelenmesi, karşı tarafın savunmanın genişletilmesi olarak karşı çıkmamasına bağlıdır.
Davalı taraf 10 günlük cevap süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmamış ise de; 04.06.2009 tarihli celsede, davalının tebligatın kendisine yapılmadığını ileri sürmesi üzerine; yapılan tebligatın usulsüz olduğu belirtilerek, mahkemece; davalıya, 10 günlük cevap süresi verildiği; davalı tarafça 11.06.2009 tarihli dilekçe ile (süresinde) zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki, davacı tarafın zamanaşımı def’ine karşı savunmanın genişletildiğine dair bir itirazı da bulunmamaktadır. O halde, mahkemece; dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre için ecrimisile hükmetmek gerekir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, dinlenen tanıklar; murisin ölümünden sonra bir yıl kadar kiracının oturduğunu, bundan sonra davalının kendisinin oturduğunu beyan etmişlerdir. Bu durumda, kiraya verilmeyen dönem için intifadan men şartının aranması gerekir. Bu hususta eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 825 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.