Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2149 E. 2010/3075 K. 25.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2149
KARAR NO : 2010/3075
KARAR TARİHİ : 25.02.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, anlaşmalı olarak gerçekleşen boşanma davasında … çocuk için kabul edilen aylık 5000 Euro iştirak nafakasının; davacının, ödeme gücünün bulunmaması, Euro’nun aşırı değerlenmesi, çocuğun ihtiyacından fazla olması ve anneninde gelirinin bulunması ve katkı sağlaması gerektiği ileri sürülerek 500 TL’ye indirilmesi istenilmiş mahkemece, davacının ödeme güçlüğüne düştüğü gerekçesiyle nafakanın 2000 TL ye indirilmesine karar verilmiştir.
Tarafların 7.2.2007 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, mahkemece anlaşma doğrultusunda velayeti anneye verilen … için 5000 Euro iştirak nafakasına hükmedilmiş, aradan yaklaşık 1,5 yıl geçtikten sonra 08.08.2008 tarihinde yukarıda açıklanan iddialara dayalı olarak nafakanın 500 TL ye indirilmesi istemiyle dava açılmıştır. Mahkemece iddia … görülerek nafakanın indirilmesine karar verilmiştir.
Oysa, tarafların boşanma tarihi ile işbu dava tarihi arasında , sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişiklik olmamış, Euronun da fahiş sayılabilecek bir artışı gerçekleşmemiş, davacının anlaşmayla belirlenen nafakayı ödememesi nedeniyle malvarlığına haciz uygulanmış, böylece kendi eylemi ile ödeme güçlüğüne düştüğü anlaşılmıştır.
Bu durumda ilk nafaka karar tarihinden işbu dava tarihine kadar geçen süreçte ahde vefa ve sözleşmeye bağlılık ilkesini ortadan kaldıracak şekilde bir gelişme ve değişme olmadığı, davalının kendi eylemi ile ödeme zorluğuna düşmesinden yararlanmasının düşünülemeyeceği gözetilmeden nafakanın indirilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.