Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2137 E. 2010/6398 K. 13.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2137
KARAR NO : 2010/6398
KARAR TARİHİ : 13.04.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 15.596.92 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın görev nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, mülkiyeti hazineye ait taşınmazın balık üretim tesisleri olarak kullanılması için 01.03.1984 başlangıç tarihli ve 15 yıllık kira sözleşmesi ile davalı şirkete kiralandığını, kira süresinin 01.03.1999 tarihinde sona ermesine rağmen davalının taşınmazı kullanmaya devam etiğini belirterek asıl davada ve birleşen davada 01.03.1999 tarihinden15.10.2003 tarihine kadar toplam 15.596.92 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevabında, asıl alacağı kabul ettiklerini, faize itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece; davada ecrimisil ihbarnamesi gönderildiğine göre her iki davanın görev nedeniyle reddi ile idari yargının görevli olduğuna karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 01.03.1984 başlangıç tarihli ve 15 yıllık kira sözleşmesinden sonra sözleşmenin yenilenmediği ve davalının dava konusu taşınmazı haksız olarak kullandığı anlaşılmaktadır.
TMK’nun 995. maddesi ve 08.03.1950 gün, 22/4 sayılı YİBK’nda da kabul edildiği gibi ecrimisil; haksız fiil benzeri olup, üstün bir hakka dayanmadan başkasının taşınmazını işgal edip böylece “haksız kazanç elde eden” şahsın iade etmekle yükümlü olduğu bir tazminat türüdür. Kötü niyetli kimsenin sorumluluğu ise, taşınmazı haksız olarak elinde tutmuş olmasından dolayı “haksız kazanç elde etmesinden doğan” davacı zararları ve buna ilave olarak, elde ettiği ya da elde etmeyi ihmal eylediği semerelerden kaynaklanan tazminatla sınırlıdır.
Davada, davacı hazineye ait taşınmazın davalı tarafından üstün bir hakkı olmadan işgal edilmesinden kaynaklanan ecrimisil bedeli talep edilmektedir. Davanın bu niteliği itibariyle Adli Yargıda görülüp çözümlenmesi gerekir.
Ayrıca davacı idarenin idare mahkemesinde şahıslar hakkında dava açması söz konusu olmayacağından uyuşmazlığın çözümlenmesinde idari yargı yerinin görevli olduğuna dair karar doğru değildir.
Bu durumda mahkemece; davanın esasına girilerek uzman bilirkişi tarafından belirlenecek ecrimisil miktarına (davalı tarafın ödediği miktarlarda dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.