Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/21212 E. 2011/4959 K. 28.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/21212
KARAR NO : 2011/4959
KARAR TARİHİ : 28.03.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 838.675,70 lira ecrimisilin tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; dava dışı Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ. ne ait iken özelleştirme kapsamına alınan Trabzon Liman İşletmesinin ihalesini müvekkili şirketin kazandığını, ihalenin onanması üzerine yapılan 21.11.2003 tarihli devir protokolü ile de liman işletmesi sınırları içerisinde kalan tüm taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisinin elde edildiğini, ancak davalı idarenin, müvekkili şirketin zilyedi bulunduğu 361 ada 12,15,18,34 ve 61 parsellerden oluşan toplam 3.927,30 m² lik alana 01.04.2005 tarihinden itibaren fiilen el atarak bu alandan Karadeniz … Sahil Yolunu geçirdiğini, bu nedenle haksız olarak işgal edilen sözkonusu taşınmazlara ilişkin olarak 01.04.2005 – 17.11.2008 dönemi için toplam 838.675,70 TL ecrimisil ve işlemiş faiz alacağının tahsili için başlatılan takibin itiraz üzerine durdurulduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Karadeniz Sahil Yolu İyileştirme Projesi kapsamında bulunan Trabzon Sahil Geçişi güzergâhına rastlayan taşınmazların kamulaştırılmalarına 08.04.2004 tarihli kamulaştırma işlemine başlama kararı ile karar verildiğini, dava konusu taşınmazların bir bölümünün yola isabet eden kısımda kalması nedeniyle davalı idarenin, taşınmazların mülkiyetini elinde bulunduran dava dışı Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ. ile 02.08.2005 tarihli protokolü imzaladığını, bu protokol ile kararlaştırılan bedeli yatıran ve üstlendiği yükümlülükleri yerine getiren davalı idarenin açılmış olan dava nedeni sorumlu tutulamayacağını, davacı şirketin var ise taleplerini Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ. ne yöneltmesi gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı idarenin davaya konu taşınmazlara herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmadan el atmak suretiyle yol inşa ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten TMK. nun 995. maddesi gereğince isteyebileceği bir tazminattır. Diğer taraftan, hak sahibi ile kötü niyetli zilyet arasında akit bulunmaması nedeniyle bu tazminatın haksız fiilden … bir tazminat niteliğinde bulunduğu da her türlü duraksamadan uzaktır.
Davada; davacı taraf ecrimisil istenilen dönemlerde taşınmazı davalı idarenin haksız olarak işgal ettiğini, davalı taraf ise taşınmazın maliki olan idare ile yapılan protokol nedeni ile taşınmaza el atıldığını ileri sürmüştür. Davaya konu taşınmazların mülkiyeti dava dışı Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ. ne ait olduğundan, Kamulaştırma Kanununun konuyla ilgili hükümlerinin incelenmesi, uyuşmazlığın çözümünde yararlı olacaktır.
Kamulaştırma Yasasının 30.maddesinin birinci fıkrasında, kamu tüzel kişilerinin veya kurumlarının sahip oldukları taşınmaz malların, diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamayacağı hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, bir kamu tüzel kişisi veya kurumunun sahip olduğu taşınmaz mala bir başka kamu tüzel kişi veya kurumunun ihtiyacı olması halinde uygulanması gereken prosedür açıklanmıştır. Bu fıkra hükmüne göre, taşınmaz mala ihtiyacı olan idare, 8 … madde uyarınca tespit edeceği bedeli de belirterek mal sahibi idareye yazılı olarak başvuracak, mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmış gün içinde vermez ise anlaşmazlık Danıştay ilgili dairesince kesin olarak hükme bağlanacaktır.
Yapılan açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davalı idare; tespit ettiği bedeli belirterek taşınmazların maliki olan Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ. ne başvurmuş, yapılan teklifin kabul edilmesiyle taraflar arasında 02.08.2005 tarihli taşınmazların bedeli karşılığında devrine ilişkin protokol imzalanmış ve davalı idare kararlaştırılan bu bedeli 21.09.2005 tarihinde taşınmazların maliki olan idareye ödemiştir. Açıklanan bu işlemler, kanunda yazılı prosedüre uygun olarak yerine getirildiğinden kamulaştırma işlemi idari yönden kesinleşmiştir. Bu durumda, davalı idarece kamulaştırma işlemi yapılmadığı yönündeki belirleme … değildir.
Ne var ki; davalı idarenin davaya konu taşınmazlara kamulaştırma işleminin idari yönden kesinleşmesinden önce 01.04.2005 tarihinde el attığı da davacı tarafından ispatlanmıştır.
Şu halde; 01.04.2005 – 21.09.2005 tarihleri arasındaki dönemde haklı bir neden olmaksızın davaya konu taşınmazlara müdahale ettiği sabit olan davalı idarenin, bu dönem ile ilgili olarak belirlenecek ecrimisilden sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile isteme konu dönemin tamamından sorumlu tutulması … görülmemiştir.
Kabule göre de, davaya konu 15 ve 18 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmaları nedeniyle 26.05.2004 tarihinde sicilden terkin edildikleri gözetilmeden, bu taşınmazlar nedeniyle ecrimisile hükmedilmesi … değildir.
Bundan ayrı; bilirkişilerce rapora esas alınan kira sözleşmesinin, 2008 yılında düzenlenmiş olması nedeniyle uygun vasıfta emsal olmadığının gözetilmemesi de … bulunmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASIN, 28.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.