Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2084 E. 2010/7334 K. 26.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2084
KARAR NO : 2010/7334
KARAR TARİHİ : 26.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 6.427.60 TL işlemiş faiz ile 321.38 TL BSMV olmak üzere toplam 6.748.98 TL’nin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davacı bankanın… şubesinin müşterisi olan Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığının hesabından düşülerek Gölbaşı Kaymakamlığı hesabına aktarılması gereken 150.000 TL tutarındaki havalenin; 11.09.2008 tarihinde sehven davalı Belediyenin hesabına aktarıldığını, yapılan yanlışlığın öğrenilmesi üzerine paranın iade edilmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak anaparayı muhtelif tarihlerde ödeyen davalıdan faiz alacağının tahsil edilemediğini ileri sürerek; havale bedelinin hesaba kaydedildiği tarih ile tahsil edildiği tarihler arasındaki süre için 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi gereğince hesaplanan 6.427,60 TL işlemiş faiz ile 321,38 TL BSMV olmak üzere toplam 6.748,98 TL alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 05.08.2009 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, sebepsiz zenginlemeden kaynaklanan faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Raporu hükme esas alınan bilirkişi, faiz hesabının başlangıç tarihi olarak paranın davalı belediyenin hesabına geçirildiği 11.09.2008 tarihini esas almış, yapılan her ödemeyi anaparadan düşerek 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesinde belirtilen avans temerrüt faizi ile bu faizin % 5 i olan BSMV yi belirlemiştir.
BK.101/1 maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Bu nedenle, sebepsiz zenginleşmede gecikme faizi yürümesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.
Davada, davalıdan (yani iade borçlusundan) 24.9.2008 tarihinde rızaen iade talebinde bulunulduğuna göre mahkemece; bu tarih faizin başlangıç tarihi kabul edilmek suretiyle ile her bir ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak faize hükmedilmesi gerekir.
Bundan ayrı, 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmüne göre, avans faizi istenebilmesi için tarafların tacir olması ve borcun da ticari işletme ile ilgili bulunması gerekmektedir.
Davaya konu olaya gelince; davalı … tacir olmadığı gibi taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı tartışmasızdır. Bu olgu dikkate alındığında, davacı bankanın alacağına 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmüne göre avans faizi oranında temerrüt faizi uygulanmasını isteme hakkı bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla, faiz alacağı 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmüne göre (yasal faiz oranları ile) belirlenmelidir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak hâsıl olacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.