Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/2076 E. 2010/7333 K. 26.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2076
KARAR NO : 2010/7333
KARAR TARİHİ : 26.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 3.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların, mülkiyeti dava dışı belediyeye ait olan 65 nolu otobüs bilet satış yerini işletmek üzere adi ortaklık kurduklarını, ortaklığın bir süre sorunsuz yürüdüğünü, ancak 20.07.2003 tarihinden itibaren davalıların işlerin kötü olduğunu ileri sürerek kardan payına düşeni davacıya vermediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 3.000 TL nin 20.07.2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, bilet satış yerini davacı ve diğer davalı … ile birlikte belediyeden üç yıllığına kiraladıklarını, davalı …’ın tutuklanması ve işletmenin gelirinin yeterli olmaması nedeniyle kendisinin de işi bıraktığını, davacının ise bu tarihten 3-4 ay öncesine kadar işyerinde çalıştığını, davalı …’ın halen hükümlü olarak cezaevinde bulunduğunu ve kendisine vasi olarak atandığını, işletmeyi ise şu anda kardeşi …’nin işlettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın işletmenin zarar ettiğine ilişkin savunmasının vergi dairesince gönderilen yazı ile doğrulandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında, otobüs bilet satış yeri işletilmek üzere adi ortaklık kurulduğu, kar, zarar ve masrafların ortaklar arasında eşit şekilde paylaştırılacağı, davalıların bu adi ortaklığın idareci ortakları olduğu, ortaklığın süresiz olarak devam edeceği 16.12.2002 tarihli sözleşme içeriğinden anlaşılmaktadır.
Yine dosya içeriğinden, davaya konu işletmenin davalı … vekili tarafından 30.08.2006 tarihine kadar işletildiği anlaşılmaktadır.
İdareci ortak olan davalılar, BK. 530. maddesi hükmüne göre diğer ortak olan davacıya hesap vermekle yükümlüdür. Davalıların ise bu hesabı 20.07.2003 tarihinden itibaren vermedikleri açıktır.
O halde mahkemece; ortaklığın sermayesi, konumu, vasıfları, devam süresi, iş durumu ve benzer işletmelerin gelir ve giderleri göz önünde tutulmak suretiyle, ortaklığa ait işletmenin gelir ve giderleri, otobüs bilet satışı işletmesinden anlayan, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan alınacak rapor ile belirlenerek hâsıl olacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, sadece işletmenin zarar ettiğini belirten ve çoğu zaman gerçek durumu yansıtmayan vergi kayıtları esas alınarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı, dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin dava hakkı saklı tutularak alacağın bir kısmı dava edilmiştir. HUMK.nun 4.maddesine göre dava edilen alacağın son kısmı olmadığı ve alacağın tamamı da münazalı bulunduğu takdirde alacağın tamamı gözönünde tutularak mahkemenin görevi olup olmadığının öncelikle saptanması gerekir.
Mahkemece görev yönü incelenmeden davanın esası ile ilgili hüküm tesisi usul ve yasaya uygun değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.