YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2042
KARAR NO : 2010/8520
KARAR TARİHİ : 11.05.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 37.474.00 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalılar …, …, … yönünden reddine; davalı … yönünden davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davalı vek.Av. … geldi. Aleyhine temyiz olunan Davacı ve vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, davalılarla birlikte dava konusu taşınmazlarda hissedar olduğunu; … dışında ikamet ettiğinden, taşınmazlardan elde edilen gelirden kendisine pay verilmediğini iddia ederek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 37.474 TL ecrimisilin ait olduğu dönemlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; “…dava konusu taşınmazların tarla ve bahçe vasfında olup, kira geliri ve nema getirecek taşınmazlardan olmakla hissedarlar arasında intifadan men şartı aranmaksızın ecrimisil talep edilebilecek niteliğe sahip taşınmazlardan olduğu, dava konusu taşınmazların davalılardan …’ın kullanımı ve işletimi altında bulunduğu, diğer davalıların taşınmazları herhangi bir kullanımları ve nemalarından faydalanmalarının söz konusu olmadığı anlaşıldığından” taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının talebi doğrultusunda 37.474.00 TL ecrimisil bedelinin ait olduğu dönemlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı yana ödenmesine diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, dava konusu taşınmazlarda taraflar paydaştır. Paydaşlar, (kural olarak) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler.
İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi ise; ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşların davaya konu taşınmazlardan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşlara bildirmiş olmasına bağlıdır.
İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası yemin dahil her türlü delille ispatlanabilir. Bu koşul dava şartı niteliğinde olduğundan gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece re’sen araştırılarak saptanması gerekmektedir.
Her ne kadar, mahkemece; dava konusu taşınmazların tarla ve bahçe vasfında olup, kira geliri ve nema getirecek taşınmazlardan olduğu belirtilerek intifadan men’e gerek bulunmadığı ifade edilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmazların bir kısmının kapama kayısı bahçesi, bir kısmının ise sulu tarla olduğu saptanmıştır.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre kapama kayısı bahçesi için intifadan men şartı aranmaz ise de; tarla için intifadan men şartının aranması gerekmektedir.
Mahkemece yapılacak iş; bilirkişilerden yeniden rapor alınarak davalı …’ın yararlandığı dava konusu taşınmazlardan ne kadarının sulu tarla olduğunun (miktar itibariyle) tesbitini yapmak, tarla yönünden intifadan men şartını aramak, oluşacak sonuç dairesinde, hesaplanacak ecrimisil bedelini hüküm altına almaktan ibaret olmalıdır.
Öte yandan, ecrimisil davalarında; her dönem için belirlenen ecrimisil miktarına dönem sonu (tahakkuk tarihi) itibariyle faize hükmedilmesi gerekmektedir.
Yanılgılı değerlendirme sonucu taşınmazların tamamı bakımından intifadan men şartı aranmayacağından bahisle, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine
ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.