YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/20193
KARAR NO : 2010/20383
KARAR TARİHİ : 13.12.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 1.800 TL asıl alacak ve ferileriyle birlikte toplam 4.514,35 TL için icra takibine vaki itirazın iptali icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın itirazın iptali yönünden kabulü, icra inkar tazminatı yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, davacının lehtarı olduğu davalınında keşidecisi bulunduğu 16.06.2002 keşide tarihli, 03.01.2003 vade tarihli 1.800 TL bedelli nakten ahzolonmuş şeklinde düzenlenmiş bonoya dayalı olarak davalının davacıya borçlu bulunduğu, davalının borcunu ödememesi nedeniyle davalı hakkında … 2.İcra Müdürlüğünün 2009/10274 esas sayılı icra dosyası ile 07.12.2009 tarihinde 1.800 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar ki işlemiş faiz alacağı toplam 4.914,35 TL için davalı hakkında icra takibi yapıldığını davalının haksız itirazın üzerine takibin durduğu ileri sürülerek itirazın iptaline takibin devamıana %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiş, mahkemece itirazın iptali davası yönünden davanın kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davaya konu bononun keşide tarihi 16.06.2002, vade tarihinin ise 03.01.2003 tarihi olduğu anlaşılmış olup, icra takibi de 07.12.2009 tarihinde yapılmıştır. Söz konusu bono Türk Ticaret Kanunu 661.maddesine göre vade tarihinden itibaren 3 yıl geçtiği için zaman aşımına uğramıştır. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre bu şekilde zaman aşımına uğramış olan bu bono, bono vasfını kaybetmiş olup, bono vasfını kaybeden bu belge, HUMK 292.maddesi hükmüne uygun olarak yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Dolayısıyla bono senet vasfını kaybettiği için artık asıl alacağa vade tarihinden itibaren işlemiş faiz yürütülemez. Somut olayda sadece asıl alacağa (1800 TL) takip tarihinden itibaren işlemiş yasal faiz yürütülebilir, bu nedenle mahkemece, takibin devamına karar verilerek vade tarihinden itibaren işlemiş faizinde hüküm altına alınmış olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.