Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/19067 E. 2010/20250 K. 09.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/19067
KARAR NO : 2010/20250
KARAR TARİHİ : 09.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 11.789,00 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı; … Restaurantın 18.4.2000 tarihinden beri işletmecisi olduğunu, kendisinden önce de 1995 yılından 2000 yılına kadar davalı şirket tarafından işletildiğini, 17.9.2003 tarihinde … görevlilerince yapılan kontrolde kaçak elektrik sağlayan 2. bir sayaç tesbit edildiğini, böyle bir kaçak saatin varlığından haberdar olmayıp … görevlilerince de fark edilmediğini kesilen cezanın 11.789.000.000 lirasından önceki yıllarda kullanan davalının sorumlu olduğunu beyanla bu bedelin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; kiracılığı döneminde tüm elektrik borçlarını ödediğini, herhangi bir borcunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 2006/7413-7283 sayılı kararı ile eksik inceleme nedeniyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan araştırma sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. maddesine göre hazır olan tarafların dinlenip yargılamanın sona erdiği bildirilerek, aynı Kanunun 388. maddesi uyarınca kararın gerekçesi ile birlikte yazılması ve hüküm sonucunun 389. maddede öngörülen biçimde tefhim edilmesi asıldır.
Anılan Kanunun 381. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucunun tutanağa geçirilip tefhim edilmesi ve gerekçeli kararın daha sonra yazılması hallerinde; gerekçeli kararın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren, tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olması zorunludur.
Somut olayda, hükmün gerekçesinde dava ile ilgisi olmayan ve başka dava ile ilgili talep, cevap ve delillerden bahsedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmekle usul ve yasaya aykırı davranılması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.