Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1895 E. 2010/4169 K. 15.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1895
KARAR NO : 2010/4169
KARAR TARİHİ : 15.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.520 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; 6.000 Euro bedelle davalıya satılan araç karşılığında sadece 4.800 Euro ödendiği … sürülerek, ödenmeyen 1.200 Euro karşılığı 2.520 TL alacağın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; ispat külfetinin araç bedelinin tamamını ödediğini savunan davalıya ait olduğu, ancak borcunu ödediğini yazılı belge ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerçekten de davalı 10.000 TL bedel üzerinden anlaşıp, borcunun tamamını ödediğini savunmuş, delil olarak da noter satış sözleşmesine dayanmıştır. Dosyada mevcut noter satış sözleşmesinde satıcı olarak davacı gözükmese de, davacının resmi sözleşmede satıcı olarak gözüken kişiden dava konusu aracı haricen satın alıp davalıya sattığı, bu nedenle sözleşmenin davalı ile aracın üzerine kayıtlı oluğu şahıs arasında yapıldığı her iki tarafında kabulündedir. Satım sözleşmesinde ise araç bedeli 8.900 TL gösterilmiş ve bedelin tamamen ödendiği dördüncü maddede açıkça belirtilmiştir.
Bu durumda, dava konusu aracın 6.000 Euro bedelle satıldığını ispat külfeti öncelikle davacıya ait olup, bu miktarın ispatı açısından delilleri sorulup sonucuna göre bir karar verilmelidir. Aksi halde ise, davalı toplam 10.000 TL bedel üzerinden anlaştıklarını kabul ettiğine göre resmi sözleşmede gösterilen ve tamamının ödendiği belirtilen 8.900 TL bedel düşüldükten sonra kalan 1.100 TL alacağa hükmedilmelidir.
Mahkemece, yukarıdaki hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yanlış olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.