Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/18883 E. 2010/21683 K. 27.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/18883
KARAR NO : 2010/21683
KARAR TARİHİ : 27.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; başka bir kadınla yaşayan davalı eşin altı yıl önce evi terkettiği, öncesinde de sürekli olarak davacıya kötü muamelede bulunduğu, davacının herhangi bir işi ve geliri bulunmadığı gibi davalının da destek olmadığı ileri sürülerek aylık 1.000 TL nafakaya hükmedilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, davacının ayrı yaşamada haklılığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 186/3.maddesi uyarınca; eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar. Yasanın 195.maddesine göre de; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler.
Aynı Yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Bu durumda, hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemi alır.
Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi durumunda da diğer eş parasal katkı talebinde bulunabilir.
Somut olayda, davalı eş 6 yıldır evinden ayrı yaşamakta olup, bu süre zarfında evin giderlerine katkıda bulunduğunu ispat edememiştir. Evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyen ve birlikte yaşamdan kaçınan kişi davalı olduğundan davacının tedbir nafakası talep hakkı bulunmaktadır.
Davacının TMK’nun 196/1.maddesi gereğince de parasal katkı talebinde bulunabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.