Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/18372 E. 2010/20333 K. 13.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/18372
KARAR NO : 2010/20333
KARAR TARİHİ : 13.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.1.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu taşınmazın davalı belediye tarafından 1.1.2010 tarih itibariyle boşaltılmasının istenildiği kiracı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davalı belediyeye ait taşınmazı müvekkili olan davacının yazılı kira akdi ile kiraladığını ve akdin yıldan yıla yenilendiğini, davalının davacıya gönderdiği ihtarname ile taşınmazı tahliye etmesini istediğini, 6570 sayılı kanun hükümleri gereğince mahkemeden bir tahliye kararı alınmadan tahliyenin mümkün olamayacağını beyan ederek geçerli kira sözleşmesi uyarınca kiracılığın tesbitini istemiştir.
Mahkemece davalı tarafından 6570 sayılı kanun hükümleri gereğince açılacak tahliye davası sonucunda davacının taşınmazdan tahliyesinin sağlanabileceği, davalının eyleminin zilyetliğe yönelik bir müdahale olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.1.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli yazılı bir kira akdinin bulunduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı taraf kiralananı 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre davacıya kiralamıştır. Taraflar arasında yıldan yıla yenilenen yazılı kira sözleşmesi mevcuttur. Anılan kanunun 75/3 maddesinde tahliyeye ilişkin koşullar ile birlikte kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edileceği, aksi halde ecrimisil alınacağı hükmü yer almaktadır. Bu hüküm 2886 sayılı kanun ile hazine tarafından kiraya verilen taşınmazlarda sözleşme süresi sonunda sözleşmenin sona ereceğinden tahliye yöntemini düzenlemektedir. Öte yandan 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesi ile 2886 sayılı Devlet İhale kanununun 75. maddesinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Davalı belediye 06.10.2009 ve 08.03.2010 tarihinde keşide ettiği ihtarnameler ile akdi ilişkiye devam etmeyeceğini davacı kiracıya bildirmiş bulunmakla, bu tarihten sonra davacı artık fuzuli şagil durumuna gelmiştir.
Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.