Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1829 E. 2010/2782 K. 23.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1829
KARAR NO : 2010/2782
KARAR TARİHİ : 23.02.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk Umutalp için boşanma kararı ile birlikte hükmedilen 350 TL iştirak nafakasının 1.500 TL’ye araştırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında görülen Ankara 9 Aile Mahkemesinin 29.12.2006 tarih 2006/84-1393 sayılı ilamı ile müşterek çocuk için 350 TL iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK’nun 182/2.maddesine göre, “velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır” Aynı yasanın 330/I. Maddesinde de “Nafaka Miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir” hükmü getirilmiştir.
Sosyal ve ekonomik durum araştırması ile davacı ve davalının farklı üniversitelerde kardiyoloji bölümünde Doç.Dr. oldukları, birbirlerine yakın maaş aldıkları (yaklaşık 4.000 TL), davalının evlendiği, 2003 doğumlu müşterek çocuğun TED Zonguldak Koleji 1.sınıfda okuduğu anlaşılmaktadır.
İştirak nafakası, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçları ve ana-babanın mali durumlarına göre ve ayrıca … devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli de dikkate alınarak belirlenmelidir. Babanın ödeme gücünü aşacak şekilde gerektiğinden fazla nafaka ödeme yükümlülüğü yoktur.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle önceki nafaka tarihinden sonra çocuğun ihtiyaçlarında meydana gelen değişiklikler ve ekonomik göstergelerin taraflara etkisi nazara alındığında; takdir edilen(artırılan) iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK’nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Mahkemece, tarafların ekonomik durumuna ve hakkaniyete uygun nafaka takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.