YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/18214
KARAR NO : 2010/20328
KARAR TARİHİ : 13.12.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 3.799,50 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen taviz bedelinin istirdadı istenilmiş; mahkemece kadastro tutanağının 1966’da kesinleştiği, vakıf şerhinin ise idare mahkemesinin kararı uyarınca 2004’te konulduğu, 3402 sayılı yasada öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra tek taraflı irade ile konulan şerhe dayalı olarak taviz istenemeyeceği bu nedenle tahsil edilen taviz bedelinin iadesi gerektiği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir.
Oysa; 20.2.2008 gün ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 18.maddesi taviz bedeli konusunda yürürlükten kaldırdığı 2762 sayılı Vakıflar Kanunu’ndakinden farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş, hem de vakıf şerhleri ile ilgili olarak diğer kanunlarda yer alan zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını öngörmüştür. Aynı zamanda 5. madde de; bu düzenlemenin, devam etmekte olan davalara da uygulanacağı kabul edilmiştir.
Bu durumda somut uyuşmazlık henüz derdest olup 5737 sayılı yasa kapsamında çözüme kavuşturulmalıdır (Aynı mahiyette bkz.HGK’nun 16.7.2008 gün; 2008/3-498 E, 2008/497 K.).
Mahkemece yapılacak iş; kök tapu tüm tesis ve tedavülleriyle ve de ilgili vakfiye örneğiyle birlikte incelenip, bilirkişi tarafından şerhe konu vakfın, 5737 sayılı yasanın 18.maddesi kapsamında kalıp kalmadığı, diğer bir ifade ile gayri sahih vakıf olduğunun tesbiti halinde tavize tabi olmadığı değerlendirilerek ödenen bedelin iadesine, aksi takdirde istemin reddine karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.