Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/18071 E. 2010/20751 K. 16.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/18071
KARAR NO : 2010/20751
KARAR TARİHİ : 16.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 1.361,66 TL alacak için takibe vaki itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müşterek maliklerce alınan karar gereğince tüm maliklerden alınmakta oldukları 500 Dolar yakıt bedelini davalı malikin ödememesi üzerine tahsili için 1.361,66 YTL lik borç hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını beyanla, davalının haksız itirazı ile takip durmakla, itirazın iptali, inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, yapı kooperatifi mevcut olmakla site yönetimine geçilemeyeceği, eksiklikler nedeniyle ve kat mülkiyeti kurulmadığından alınan kararın uygun olmadığını savunularak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, KMK 17. maddesi uyarınca kat mülkiyeti kurularak yapının 2/3 kısmı kullanılmaya başlanmadığından KMK uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir,
KMK 17. maddesi uyarınca kat irtifakı kurularak yapının 2/3 kısmı fiilen kullanılmaya başlanmadan uyuşmazlık Kat Mülkiyeti Kanununa göre çözümlenemez. Ancak, kooperatif kuraları çekmek suretiyle bağımsız bölümleri ortaklarına özgülemiş ve bağımsız bölümler kullanılmaya başlamış ise, ortak alanlarda aydınlatma, temizlik yapılması ve bu yerlerin bir disiplin içinde bakılıp, onarılması, sonucu itibariyle yönetilmesi gerekmekte olduğundan yasal boşluğun ve uyuşmazlıkların müşterek mülkiyet, sebepsiz zenginleşme, vekaletsiz iş görme hükümleri ve ortakların bir araya gelerek aldıkları kararın sözleşme niteliğinde olduğu gözetilerek genel hükümler dairesinde çözümlenmesi gerekmektedir
Bağımsız bölüm malikinin ana yapının ortak giderlerinden doğan borcu, hukuki yönleri bakımından kooperatif ile üyesi arasındaki ilişkiden farklı olmakla kooperatif tüzel kişiliğinin devam etmesi müşterek maliklerin toplanarak giderler ve tahsili usulü hakkında özel anlaşma yapmalarına ve bu yönden yönetici tayin etmelerine engel değildir.
O halde, öncelikle tapu kaydının ve varsa yönetim planın ve kooperatif kura tutanağının celbi ile kat irtifakı ve kat mülkiyetinin kuruluş tarihi ile bağımsız bölümlerin özgülenme tarihi ve yukarıda belirlenen ilkeler uyarınca uygulanacak yasal hükümler belirlenmeli, kat irtifakı veya kat mülkiyeti o tarihte kurulmamış olsa bile, 10.10.2004 tarihli toplantıda 50 üyeden 33 üyenin katılımı ile kaloriferlerin yakılması ve yakıt giderlerini belirleyerek toplamak üzere davacıların geçici yönetime seçimi ve bu toplantıda icra takibi yetkisi verilmesine dair alınan karar özel sözleşme niteliğinde tüm malikleri bağlayacağından, davalının da alınan karar uyarınca yakıt giderini ödemesi için yapılan tebligat ile borçtan sorumluluğu başlamış olmakla, genel hükümlere göre sorumlu tutulması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.