Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/18070 E. 2010/20749 K. 16.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/18070
KARAR NO : 2010/20749
KARAR TARİHİ : 16.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde … 1. İcra Dairesinin 2009/11927 S. dosyasında borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine icra takibi yapma yetkisinin olmadığını, müvekkilinin maliki bulunduğu bağımsız bölümün … 3210 ada sınırları içinde olduğunu, yönetim planına göre icra takibini ancak … 3210 ada yöneticisinin yapabileceğini, bu nedenle … 1. İcra Müd.nün 2009/11927 esas sayılı dosyasından müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı; yargı kararı ile müvekkilinin site yöneticisi olduğunun tespit edildiğini, kötü niyetle açılan davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkemece, … Sitesi Toplu Yönetimine ait Tapu dairesinde işlenmiş mevcut bir yönetim planı bulunmadığından davalı … Yönetiminin aidat ve avans toplama hak ve yetkisinin olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, aynı site içinde yer almakla birlikte, birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan binalar için yapılan ortak gider alacağının tahsili istemi ile Toplu Yapı Yönetimi tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Sitede ayrı parseller üzerinde kuruluş aşamasında kat mülkiyeti kurulmasına yasal olanak bulunmadığı ve yasal değişiklikten sonra da toplu yapı yönetimine geçilmediği için uyuşmazlık Kat Mülkiyeti Kanununa göre çözümlenemeyeceğinden, uyuşmazlığın genel hükümler dairesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında görülen Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/69 esas ve 2008/139 sayılı davası davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş, Dairemizin 2007/19078-18095 sayılı ilamı ile “bu tür yönetimlere yasa imkan vermese de, ortak giderler ve borçlar için dava takip yetkisinin verilmesinin toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanması nedeniyle cevaz verilebileceği belirtilerek” bozulmuş, direnme üzerine Yargıtay HGK. 2008/3-531- 2008/531 sayılı kararı ile direnme kararını bozmuştur. Böylece davalının site yönetimi ile ilgili konularda taraf ehliyeti kabul edilmiştir.
Kaldı ki, Tapu Sicil Müdürlüğü “Tapu sicilinde kayıtların ada-parsel esasına göre tutulduğu, taşınmazların tek bir … Sitesi olarak tescilinin yapılmasının mümkün olmadığı ve herhangi bir tevhit işlemine rastlanmadığını” belirtmiş ise de site dahilinde kalan her bir parselin ayrı yönetim planı mevcut olmakla, dosyaya sunulan 3210 ada 1 parsel Yönetim planında açıkça … Sitesi Toplu Yapı Yönetimi 1-6-8-9. maddelerde düzenlemiş olup, site ortak yerlerini yönetim yetkisi yanında, aidat toplama, 14. maddede dava açma, takip yapma yetkisi de verilmiştir.
Davacı, taşınmazdan ve yapılan hizmetlerden yararlanmaktadır. Bu nedenle hizmetten yararlanan davacının sözleşme niteliğinde kabul edilen yönetim planı ve kat malikleri kurul kararları doğrultusunda aidat olarak istenen borçtan sorumlu olduğu gözetilerek davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ve yetersiz bilirkişi raporu uyarınca davanın kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.