Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/18024 E. 2010/20486 K. 14.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/18024
KARAR NO : 2010/20486
KARAR TARİHİ : 14.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 4.229,78 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı … dava dilekçesinde, 5378 sayılı Özürlüler Kanunu ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa göre özel eğitim veren kurumlarda öğrenim gören öğrenci sayısının %3 ü kadar ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlü olmaları nedeniyle davalı özel eğitim kurumunun 2006-2007 yıllarında ücretsiz eğitim vermemesine rağmen, eğitim verilmiş gibi gösterilerek Hazine’den 4.229,78 TL para yardımı aldığını, davalıya haksız olarak ödenen bu bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, ücretsiz engelli öğrenci okutmak için velilerin başvurması gerektiğini, kendi eğitim kurumuna başvuran veli olmadığını, sonradan yürürlüğe giren 3797 sayılı Kanun gereğince engelli bireylerin tamamının eğitim giderlerinin devlet tarafından karşılandığını beyan etmiştir.
Mahkemece; 5580 sayılı Kanun gereğince davalı … kurumunun %3 oranında ücretsiz öğrenci okutmak koşulu bulunsa da sonradan yürürlüğe giren 3797 sayılı Kanun gereğince bütün özürlü çocukların giderlerinin devlet tarafından karşılanacağı hükmü karşısında %3 oranının anlamının kalmadığını ve davalının gerçek dışı beyanı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
1.7.2005 tarihinde kabul edilip yürürlüğe giren 5378 sayılı Özürlüler Kanununun 35.maddesinde, “özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam etmeleri uygun görülenlerin eğitim giderlerinin her yıl bütçe uygulama talimatında belirlenen miktarı … bütçesine konulacak ödenekten karşılanır” hükmü ile 8.2.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 13/3 maddesinde “Kurumlar, öğrenim gören öğrenci sayısının %3 ünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlüdür” denilmektedir. Buna göre davacı bakanlık tarafından davalı … kurumuna %3 ücretsiz öğrenci okuttuğundan bahisle 2006 Ekim- 2007 Mayıs döneminde 4.229,78 TL ödeme yapılmış, 9.3.2009 tarihli Teftiş raporunda ise davalının ücretsiz öğrenci okutmadığı halde eğitim verilmiş gibi gösterilerek haksız tahsilatın yapıldığı açıklanmıştır.
3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 24.7.2008 tarihinde yapılan değişiklik ile Ek 3.maddesi gereğince “…özürlü bireylerin eğitim giderlerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, … bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır…”, aynı maddenin son fıkrasında, “sözkonusu eğitim hizmetini sunan ve yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarlar iki katı ve kanuni faizi ile birlikte ilgililerden müteselsilen geri tahsil edilir” hükmü getirilmiştir.
Davada, 5580 sayılı Kanun gereğince davalı … kurumu tarafından eğitim verilen kişi sayısının %3 ü oranında özürlü bireylere eğitim verilmesi gerekirken, eğitim verilmeden verilmiş gibi gösterilerek haksız surette ödenen 4.229,78 TL nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talep edilmektedir.
BK nun 62.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
HGK nun 5.12.1984 tarih, 1982/13-387 E., 1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
Bu durumda, mahkemece; uzman bilirkişi aracılığı ile davalıya yapılan haksız ödeme nedeniyle davacının almaya hak kazandığı miktarın araştırılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, 5580 sayılı Kanun gereğince 2006-2007 yıllarında fazla ödenen miktar yönünden 24.7.2008 tarihinde sonradan yürürlüğe giren ve geçmişe etkili olduğuna dair hüküm içermeyen 3797 sayılı Kanun gereğince anlamının kalmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kaldı ki, 3797 sayılı Kanunun Ek 3/son maddesinde gerçek dışı beyanda bulunmaları nedeniyle fazladan ödemeye sebep verilmesi halinde iki katının tahsilinin gerektiği açıklanmıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.