Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/17992 E. 2010/20498 K. 14.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17992
KARAR NO : 2010/20498
KARAR TARİHİ : 14.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın görevsizliği cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisi …’ın davalı kurumun üyesi olmasına rağmen ödenmesi gerekli aidatların ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL aidat alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, İdari Yargının görevli olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın idari nitelikte olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesinin bakabileceği dava ve işler kanunla özel olarak belirlenmiş bulunduğundan bunların dışında kalan miktar ve değeri belli olmayan dava ve işlere Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır.
Bundan başka, davacıların dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması halinde alacağın tamamı çekişmeli kabul edilir. HUMK’nun 4.maddesi gereğince, mahkemenin görevi dava edilen alacak miktarına göre değil, alacağın tamamına göre belirleneceğinden saklı tutulan miktarın davacıdan sorularak ya da bilirkişi raporu ile tespit edildikten sonra davacının almaya hak kazandığı alacak miktarına göre Asliye Hukuk Mahkemenin görevli olup olmadığına karar verilmelidir.
Sulh Hukuk Mahkemesi kendi görevine girmeyen davalarda yargı yolu uyuşmazlığı meydana getirecek biçimde davanın İdari Yargı yerine ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı veremez. Bu durumda mahkemece, öncelikle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girip girmediği hususunun araştırılarak oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.