Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/17990 E. 2010/20491 K. 14.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17990
KARAR NO : 2010/20491
KARAR TARİHİ : 14.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.017,77 TL borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde, davalı idare tarafından kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile 2.017.77 TL fatura gönderildiğini, oysa Asliye Ceza Mahkemesinde kaçak elektrik kullanmak suçundan yargılanıp beraat ettiğini, buna rağmen sayaç mühürleme tutanağı ile elektriğin kesilmesi ihtimali bulunduğunu belirterek, kaçak elektrik kullanılmadığı için fatura bedeli 2.017.77 TL yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmştir.
Davalı … vekili cevabında, davacıya ait konutta genel kontrol sırasında kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; davacı hakkında bir icra takibi ya da icra tehdidi bulunmadığından ve menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında (veya takipten sonra) borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir (İİK.md.72,1). Borçlunun açacağı menfi tespit davasında dayandığı nedenler, İcra İflas Hukukuna değil, maddi hukuka (Borçlar Hukukuna, Ticaret Hukukuna) ilişkindir.
Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç için kendisini tehdit eden (alacaklıya) karşı, böyle bir borcu olmadığının tespiti için, daha başlamış bir icra takibi bulunmasa bile menfi tespit davası açma hakkı vardır (İİK.md.72,1). İcra takibinden önce menfi tespit davası açılabilmesi için, borçlunun (davacının) borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Bunun için üç şartın birlikte bulunması gereklidir. 1- Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (hali hazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı, 2- Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı, 3- Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olmalıdır (HGK.nun 06.10.2004 tarih, 7-411/477 sayılı kararı).
Davada, kaçak elektrik borcunun bulunmadığının tespiti talep edilmektedir.
Davacı hakkında 24.03.2008 tarihinde düzenlenen kaçak elektrik tüketim tutanağı ile davalı tarafından 2.017.77 TL tutarında fatura tahakkuk edildiği, davacının aynı konuda Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanıp, beraat ettiği anlaşılmaktadır. Yine davalı kurum tarafından yönetmelik gereği borcundan dolayı davacının elektriğinin kesildiği 05.05.2009 tarihli “Sayaç Mühürleme Tutanağı” ile sabit olup, ayrıca 05.06.2009 tarihli ihtarname de kaçak elektrik bedelinin ödenmemesi halinde yasal takibin yapılacağı ihtar edilmiştir.
Bu durumda davacının (borçlunun), davalı kurum tarafından elektriğinin kesilmesi ve davacının ödemek zorunda olmadığını iddia ettiği bir borç için tehdit edilmesi nedeniyle hukuksal yararının varlığının kabulü gerekir. Mahkemece; davanın esasına girilerek ve taraflardan delilleri sorulmak suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.