Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/17537 E. 2010/19909 K. 06.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17537
KARAR NO : 2010/19909
KARAR TARİHİ : 06.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 5.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; apartman görevlisi olan davalının site yönetimine hitaben yazdığı yazıda davacıya yönelik olarak “şerefsizlik yapma” dediğini dile getirdiği, bu dilekçenin yönetim ile davacı arasında görülmekte olan tahliye davasına delil olarak sunulduğu ve resmiyet kazandığı, davalının bu yazısı ile davacının kişilik haklarını zedelediği ileri sürülerek 5.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; davalının davacıya yönelik olarak “şerefsiz” demediği, “şerefsizlik yapma” dediği, bu sözün ise tek başına kişilik haklarına saldırı olarak yorumlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davalının site yönetimine hitaben yazdığı yazıda davacıya yönelik olarak aralarındaki bir konuşma sırasında “şerefsizlik yapma” dediğini dile getirdiği sabittir. Ayrıca davacının şikayeti üzerine hakaret suçundan dolayı Kartal 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/693 E.sayılı dosyasında yargılanıp, eylemi suç sayılarak cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Borçlar Kanununun 53.maddesi gereğince, ceza mahkemesinin maddi olgunun belirlenmesine ilişkin cezalandırma kararı hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcıdır. Davalının söz konusu eylemi ceza mahkemesince hakaret suçu olarak kabul edilip, cezalandırılmasına karar verildiğine göre, bu husus hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcı niteliktedir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.