Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/17531 E. 2010/19892 K. 06.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17531
KARAR NO : 2010/19892
KARAR TARİHİ : 06.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde takibe itirazın iptaliyle karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davalının kusuru nedeniyle 23.5.2003 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının omuz kemiğinin kırıldığı, bir kısım ameliyatlar geçirmesine rağmen kemik ucunun dışarıda kaldığı ve tam olarak iyileşmediği, fazlasıyla acı çeken davacının 3.000 EURO karşılığı 5.175,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili için takip başlattığı, ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiği ileri sürülerek, itirazın iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süreye rağmen trafik kazası ve davalının sağlık durumuna ilişkin yeterli delil ve belgenin ibraz edilemediği, dolayısıyla davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanununun 47.maddesi uyarınca, hukuka aykırı bir eylem nedeniyle bedensel bütünlüğü zarara uğrayan kişi manevi tazminat talebinde bulunabilir. Davada da; trafik kazası nedeniyle yaralamadan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istenilmiştir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan trafik tespit tutanağına göre 23.5.2003 tarihinde yanlar arasında yaralamalı ve hasarlı bir trafik kazasının meydana geldiği sabittir. Esasen, davalının da bu yönde bir itirazı olmayıp, kazada kusursuz olduğunu savunmuştur. Kazadan sonra … Devlet Hastanesine müracaat eden davacı hakkında ifade tutanağı tanzim edildiği, sol köprücük kemiğindeki kırık nedeniyle de … SSK Hastanesi Ortopedi Servisine sevk edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ayrıca, Almanya’da yaşayan davacının orada tedavi görüp, üç kez ameliyat olduğuna dair tıbbi rapor ve tercümesi de dosyaya sunulmuştur. Mahkemece, davacı hakkındaki bu tıbbi belgeler hüküm kurmaya yeterli görülmeyerek davacının bir hastaneye sevkiyle rapor alınması yönünde kesin süre verilmiş, ara kararının yerine getirilmemesi üzerine de dava reddedilmiştir.
Ancak, davacı vekili 12.11.2009 tarihli celsede sakatlık nedeniyle herhangi bir tazminat taleplerinin bulunmadığını, istemin oluşan kırık nedeniyle yaşanan sıkıntı dolayısıyla sadece manevi tazminata ilişkin olduğunu açıklamıştır. Dosyada mevcut tutanak ve rapor içerikleri de trafik kazası sonucunda davacıda kemik kırığı oluştuğunu ispat eder niteliktedir.
O halde, mahkemece tarafların diğer delilleri toplanarak kazanın oluşumunda davalının kusurlu olup olmadığı saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.