YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17389
KARAR NO : 2010/20235
KARAR TARİHİ : 09.12.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde … İcra Müdürlüğünün 2009/275 S. dosyasında 550 TL borçlu olduğunun tespiti, demir kepenk ve boy aynalarının iadesi, olmazsa bedeli 1650 TL’nin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; davacının kiracı olarak kullanmaya başladığı davalıya ait dükkanın demir kepenklerini yaptırdığını, davalının kiradan mahsubu kabul etmediğini, ayrıca 10. ayın kira bedelini elden ödemesine. 11. ayın kirasını bankaya yatırmasına rağmen davalının bu aylar kirası ve aralık ayı kira alacağı için verilen senetleri ÇTV borcunu bahane ederek iade etmediğini, yalnızca Aralık ayı için 550,00Tl.sı kira borcu bulunmasına rağmen 3 aylık kira alacağı için senetle icra takibi başlattığını belirterek, müvekkilinin … İcra Müdürlüğünün 2009/275 S. dosyasında yalnızca 550,00Tl.sı borçlu bulunduğunun tespitine, demir kepenkler ile davalının deposuna geçici olarak bırakılan ve verilmeyen iki adet aynanın aynen iadesi, mümkün olmazsa bedellerinin ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalıya kira borcu bulunduğunu, davacının kullandığı ticarethanenin güvenliği için kepenkleri yaptırdığını ve kira bedelinden mahsup ettiğini, boy aynalarının duvara yapışık vaziyette olduğunu, davacının her zaman sökerek götürebileceğini, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının demir kepenk bedeli 400,00TL.+ 8 adet boy aynası bedeli 520,00 TL olmak üzere toplam 920,00 TL alacağına karşılık, kiraya konu dükkanın ÇTV miktarı 953,56TL.sı borcun davalı tarafından ilgili idareye ödendiği, bu hali ile 33,00TL davacının davalıya borcu bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davada, iki ayrı talep vardır: 1.talep davalıya ekim ayı kirası 550,00 TL’nın elden ödenmesi, kasım ayı kira bedeli olan 550,00 TL’nin 150,00 TL alacak mahsup edilerek kalan 400,00 TL’nin ise davalının banka hesabına yatırılması nedeniyle yalnızca aralık ayı kira borcu 550,00 TL borçlu olduğu halde 3 aylık kira bedeli olan 1650,00 TL alacağın tahsili için bono ile … İcra Müdürlüğünün 2009/275 S. dosyasında başlatılan takipte iki aylık kira bedelinin ödendiğinin ve 550,00 TL borçlu olduğunun tespiti, 2. talep, davalıya ait kiralananında kalan davacı kiracının yaptırdığı demir kepenk ve davalının deposuna emanet bırakılan aynaların aynen davacıya iadesi veya bedelinin tahsiline ilişkindir.
Mahkemece, kararda asıl ve yardımcı taleplerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HUMK.md.388/son).
Somut olayda, davacının ekim ayı kirasının elden ödendiği, 150,00 TL cari hesap alacağı bulunduğu, kalan kira borcunun 550,00 TL olması nedeniyle icra takibinde 1100,00 TL borçlu olmadığının tespiti talepleri konusunda, davacıya Ekim ayı kirasının elden ödenmesi ve 150,00 TL cari hesap alacağı bulunduğu konusunda yemin hakkıda hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davalının ödediği ÇTV adres itibarıyla kiralanana ait olmayıp, davalının ikametgahına ait olmakla bu husus üzerinde durularak, belediyeden kiralanan için yapılan ödemelerin hangi tarihte, kim tarafından, ne miktar yapıldığı araştırılmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi de doğru değildir.
Bunların dışında, kira bedeli karşılığı verilen bonoların ancak ödenmeyen kira alacağı için teminat teşkil ettiği ve varsa ödenmeyen kira alacağı kadar davacının borçlu olduğuna karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, ÇTV alacağı için takibe konulduğunun kabul edilmesi ve bu davada mahsubu cihetine gidilmesi de doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.