Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/17348 E. 2010/19383 K. 29.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17348
KARAR NO : 2010/19383
KARAR TARİHİ : 29.11.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde; davalı eşinin alkol müptelası olduğunu, alkol alıp kendisine eziyet ettiğini, … ihtiyaçlarını karşılamayan davalının babasının yanında kaldığını ileri sürerek aylık 500 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile aynı evde oturduklarını ve … ihtiyaçlarını karşıladığını savunmuş, yargılama aşamasında ise; davacının kendisini müşterek konuta almaması nedeniyle babasının yanında yaşadığını belirterek davanın reddine kanar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının, davalıyı müşterek eve almamakta haklı olduğunu kanıtlayamadığı, ayrıca davalının … geçimine katkıda bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’ nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden … yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Somut olayda; alkol bağımlısı olan davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, alkolün etkisi altında iken sergilediği davranışlarıyla davacının (ve ailesinin) kişiliğini ve huzurunu tehlikeye düşürdüğü, davacı eş tarafından müşterek eve alınmayan davalının bir yıldır babası ile yaşadığı tanık anlatımlarıyla sabittir. Bu durumda ayrı yaşamakta haklı olan davacı, dilerse müşterek konutu terk ederek ayrı bir konut seçebileceği gibi, dilerse de kusurlu eşi müşterek konuta kabul etmeyerek bu yerin kendisine tahsisini de isteyebilecektir.

O halde mahkemece; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü ile, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davacının birlikte yaşarken alışmış olduğu yaşam seviyesi dikkate alınarak, hak ve nesafete uygun nafaka takdiri gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.