YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17216
KARAR NO : 2010/18856
KARAR TARİHİ : 22.11.2010
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; tarafların 2006 yılında boşandıkları, davalı lehine 225 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ancak davalının 14 aydır sigortalı olarak çalıştığı, yoksulluğunun ortadan kalktığı, davacının ise yeniden evlendiği ve … eşinin çocuklarına da bakmak zorunda kaldığı ileri sürelerek nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 176. maddesi uyarınca; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı ilamında kabul edildiği gibi “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşıyalayacak düzeyde geliri olmayanların” yoksul kabul edilmesi gerekmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “Asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK.7.10.1998 … 1998/2-656 E., 1998/688 K., 26.12.2001 … 2001/2-1158-1185 Karar sayılı kararları) .
Hukuk Genel Kurulunun 28.2.2007 tarih ve 2007/3-84 E.- 95 Karar sayılı ilamında da “Asgari Ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluğu ortadan kaldıran bir olgu olarak kabul edilmemiştir.
Somut olayda davalı nafaka alacaklısının çalışıp, asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiği sabittir. Ancak, Hukuk Genel Kurulunun yukarıda açıklanan kararları uyarınca elde ettiği gelirin onu yoksulluktan kurtaracak seviyede olduğu kabul edilemez.
Bu durumda, davalının yoksulluktan kurtulmadığı, ancak elde ettiği gelire göre mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak, nafakanın hakkaniyete uygun bir oranda indirilmesine karar verilmesi gerekirken, davanın tümden kabulüyle nafakanın kaldırılması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.