Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/17116 E. 2010/19999 K. 07.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17116
KARAR NO : 2010/19999
KARAR TARİHİ : 07.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.172,99 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, davalının TÜİK … Bölge Başkanlığında sözleşmeli uzman yardımcısı olarak çalıştığı dönemde sözleşmeli personele ödenmemesi gereken tazminatın ödendiğini, bu tazminatın ödenmesi yönünde yasal düzenleme bulunmadığını belirterek, hatalı ödenen 3.172.99 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabında, hatalı olarak ödendiği iddia edilen paranın davalının ihtiyaçlarına harcandığını beyan etmiştir.
Mahkemece; idarenin yanlış işlemlerinin iptal davası açma süresi geçtikten sonra geri istenemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, davalıya yapılan fazla ödemenin daha önce bu yolda alınmış bir idari karara dayandığı iddia ve ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Davalıya yapılan fazla ödemenin hatadan kaynaklandığı ve davacı idarenin bu durumu 20.4.2009 tarihinde öğrendiği ve davanın ise 6.1.2010 tarihinde süresinde açıldığı sabittir.
BK’nun 62.maddesi gereğince, borcu olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
Mahkemenin dayandığı 27.1.1973 tarih, 1972/6-1973/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile çözümlenen husus; hatalı intibak veya hatalı terfi işlemi gibi bir şart tasarrufun sonradan idare tarafından geri alınması halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılmış olan fazla ödemenin nedensiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri istenmesinin mümkün olup olmadığına ilişkindir.
Bu İBK.nın idare tarafından yapılan bütün ödemelere uygulanması halinde, idarenin haksız iktisap kurallarından hiçbir zaman yararlanamaması ve memurların yapmış oldukları bütün hatalı ödemelerin idare tarafından gerek ödeme yapılan kişilerden, gerekse ödemeyi yapandan geri alınamaması gibi bir sonuç doğuracağı ve bununda idareyi işlemez duruma getireceği gerekçesiyle savunulamayacağı H.G.K. 5.12.1984 tarih 387/997 sayılı kararı ile kabul edilmiştir.
Bu durumda mahkemece; davalıya yapılan fazla ödeme nedeniyle davacının almaya hak kazandığı miktar yönünden gerekirse ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar Hukukunun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 7.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.