Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/17102 E. 2010/20236 K. 09.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17102
KARAR NO : 2010/20236
KARAR TARİHİ : 09.12.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde … İcra Müdürlüğünün 2009/7330 sayılı dosyasında 1576 TL borçlu olmadığının tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı; alacaklı olduğunu iddia eden davalı …’un … İcra Müdürlüğü’nde aleyhine takibe girdiğini, icra dosyasına 500 TL yatırdığını, … İcra Ceza Mahkemesindeki 2006/1244 Esas sayılı Tahhüdü İhlal davasının 30/11/2006 tarihindeki duruşmasına girmeden bir gün önce 1000 TL daha ödediğini, böylelikle borcunun tamamen bitmiş olup Mahkemece de beraat kararı verildiğini, aradan dört yıl geçtikten sonra davalı-alacaklının alacağını tamamen tahsil ettiği halde yenileme emri vererek icra takibinde bulunduğunu, bu nedenlerle … İcra Müdürlüğünün 2009/7330 Esas sayılı dosyasında 1576,00.TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı hakkında kambiyo senedine dayalı icra takibi olduğunu ve senede karşı ödeme iddiasının ancak yazılı belge ile yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak, bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki durumun mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir.
Davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı var sayılır ve biri diğeri için bekletici mesele yapılır.
Dosya içeriğinden davacının 18.03.2010 tarihinde davalıyı zorla senet imzalatmak ve tehdit eylemleri nedeniyle C. Savcılığına şikayet ettiği ve 2010/1366 sayı ile soruşturmanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, C. Savcılığına yürütülen 2010/1366 sayılı soruşturmanın sonucu beklenmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, delil sunamayan davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması nedeniyle yemin kullanma hakkı hatırlatılmadan eksik araştırma ile ispat edilemeyen davanın reddi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.12. 2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.