YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17064
KARAR NO : 2010/16882
KARAR TARİHİ : 19.10.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 3997 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; mülkiyeti davacı idareye (Vakıflara) ait taşınmazın toplam 209,55 metre karelik kısmını, 01.09.2003 tarihinden itibaren idarenin bilgisi haricinde ve idare ile arasında hiçbir sözleşme olmaksızın (gecekondu ev bahçesi olarak) davalının kullandığını iddia ederek; toplam 3.997,00 TL ecrimisil bedelinin işgal tarihinden itibaren kademeli olarak hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı 1976 yılından beri üzerine konut yaparak kullandığını, o tarihte taşınmazın hazine adına kayıtlı olduğunu, 2981 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile kanunda istenen evrakları hazırlayarak gerekli işlemleri yaptırdığını, taşınmazın adına tapuya tescilini beklerken, taşınmazın önce belediyeye devredildiğini, sonra da (1997 yılında) belediyeden Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredildiğini; bu işlemlerin taşınmazın devrini engellemeye yönelik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “Dava konusu edilen yerde davalının gecekondu ev ve bahçesinin olduğunun ihtilafsız olup her iki tarafın kabulündedir ve dava konusu taşınmaz, 2981 sayılı kanunun 2-a fıkrasında yazılan Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan yapılar kapsamındadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31.10.1990 tarih 1990/3-453 Esas- 550 Karar sayılı içtihadına göre, Vakıflar idaresinde olan taşınmazlar üzerinde bulunan gecekondular için ecrimisil talep edilemeyeceğinden davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir, gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Hükme dayanak yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31.10.1990 tarih 1990/3-453 Esas-550 Karar sayılı içtihadında “…6785 sayılı İmar Kanununun bir maddesinin değiştirilmesi hakkındaki Kanunun (2981 sayılı kanunun) 3290 sayılı Kanunla değişik 18/d maddesinde (bu kanun kapsamında kalan gecekondulara ecrimisil ve arsa kullanımı bedeli tahakkuk ettirilemez ve alınmaz. Tahakkuk ettirilen veya tahakkuk ettirilip tahsil edilen ecrimisiller ve arsa kullanım bedeli arsa bedeline dönüşür)…” denilmektedir. Bu durumda, mahkemece öncelikle yapılması gereken işlem; dava konusu yerin, 2981 sayılı kanunun değişik 18/d maddesindeki yerlerden olup olmadığını saptamak olmalıdır.
Oysa, mahkemece; bu hususta hiç bir araştırma ve inceleme yapılmadan belediye başkanlığı yazısına istinaden karar verilmiştir. Eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delillerini toplamak, mahallinde keşif yaparak, dava konusu yerin 2981 sayılı kanunun ilgili maddelerinde öngörülen gecekondu kapsamında bulunup bulunmadığını saptamak ve ondan sonra oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.