Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/16827 E. 2010/20504 K. 14.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16827
KARAR NO : 2010/20504
KARAR TARİHİ : 14.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 13,525 lira alacak için itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın görevsizliği cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının müşterek malik oldukları 7 nolu dairenin aidat bedelinin davacı tarafından dava dışı yönetime ödendiğini belirterek, davalının tapudaki payına düşen aidat alacağının faizi ile birlikte toplam 7.356.05 TL’nin rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, dava konusu dairenin davacı tarafından kullanıldığı için aidat bedelinden sorumlu olmayacağını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın apartman genel gideri alacağına yönelik olduğundan ve Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklandığından bahisle mahkemenin görevsizliğine, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Tapu kaydına göre davacı ile davalının dava konusu 7 nolu dairede 2/8’er oranında müştereken malik oldukları ve dava dışı yönetim tarafından aidat bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takip dosyasına davacı tarafından aidat bedelinin ödendiği anlaşılmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Ek 1.maddesi gereğince, Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık Sulh Hukuk Mahkemelerinde çözümlenir. Buna göre, Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından doğan uyuşmazlık ister yönetimden, ister 33.maddesi kapsamına giren işlerden, ister devir mecburiyeti veya arsa payının düzeltilmesi isteminden veya ayni hakka dayanan bir anlaşmazlıktan doğsun KMK.dan kaynaklanan tüm bu davaların görülmesinde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Davada, tarafların müşterek malik oldukları dairenin davacı tarafından dava dışı yönetime ödenen aidat bedelinin davalının tapudaki payı oranında rücuan tahsili talep edilmektedir.
Bu durumda davanın Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan davalardan olmadığı, genel hükümler çerçevesinde alacak davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından görevli mahkemenin ana kurala göre yani müddeabihin değeri esas alınmak suretiyle belirlenmesi gerekir.
HUMK’nun 4/2 maddesi gereğince, alacaklı kısmi dava açarken fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmuş ise alacağın tamamı çekişmeli demektir. Alacağın tamamı çekişmeli olduğu durumda mahkemenin görevi dava edilen alacak miktarına göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Davacı fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 5.773.50 TL asıl alacağın tahsilini talep etmiştir. Bu durumda davanın kısmi dava niteliğinde olduğu anlaşıldığına göre alacağın tamamının davacıdan sorulmak suretiyle, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılarak tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca kabule göre, AAÜT’nin 7.maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmesi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.