YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16708
KARAR NO : 2010/18926
KARAR TARİHİ : 23.11.2010
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde; davalı eşinden 29.04.2008 tarihli kesinleşen kararla boşandığını, kendisine aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, bu miktarın ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek; günün şartlarına göre nafakanın aylık 800 TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacının, babasının ölümü üzerine … maaşı aldığını, toplam gelirinin 600 TL’yi bulduğunu; kendi maaşının nafaka çıktıktan sonra 1338 TL’ye düştüğünü, kredi borcu ve kira gideri olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “…davacının yoksulluk nafakası ve … maaşı ile toplam 425 TL para aldığı ve kira vermediği, annesinin evinde oturduğu ve nafakanın bağlandığı 2008 yılından itibaren iki yıllık bir sürenin geçtiği ve gelirin de aylık 166 TL artış olduğu anlaşılmaktadır. Gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Tarafların yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, ölen babasından aylık 175 TL … maaşı aldığı; davalının ise, Gar Müdürlüğünde çalıştığı, aylık 1500 TL maaş aldığı, 200 TL kira ödediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
TMK.nun 176/IV. maddesine göre “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
Somut olayda; … maaşı … davacının, aldığı maaş ile aldığı nafaka miktarı toplamının (425 TL’nin); ona, insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı, onu yoksulluktan kurtartmayacağı kuşkusuzdur. Yaklaşık iki yıl önceki tarih itibariyle hükmedilen yoksulluk nafakasının; paranın enflasyon nedeniyle satın alma gücünü yitirmesi ve davacının ihtiyaçlarının doğal olarak artması sonucunda; en azından değerinin düştüğü de bir gerçektir. Davalının ise, bu süreçte maaşında en azından enflasyon oranında artış gerçekleştiği de gözetildiğinde; mahkemece, tarafların ihtiyaçları ve gelirleri arasında bir denge kurulmalı ve hakkaniyet ölçüsünde (az da olsa) nafaka artırılmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.