Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/16486 E. 2010/20220 K. 09.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16486
KARAR NO : 2010/20220
KARAR TARİHİ : 09.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin iadesi, olmadığı takdirde bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı … yönünden kısmen kabulü, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; müvekkili ile davalı … arasındaki mevcut nişanlılık ilişkisinin sona erdiğini, nişanlı kalınan süre içerisinde davalı kimse …’e 10 tane adana 3 lü burma, 15 tane büyük altın, 2 M ‘lik zincir, 1 adet saat, 4 adet yüzük taktıklarını, iade edilmeyen hediyelerin aynen iadesini,eşyaların aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 22.000.00 TL alacağın nakden ve dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalılardan … dışındakilerin davalı sıfatı bulunmadığını, hediyelerin davacı tarafından takılmadığını, takılan bileziklerin 16-17 gram olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; hediyelerin davacı tarafından takıldığı ispat edilemediği gibi, bu hediyelerin bizzat davacı tanığı …’ın da beyanından anlaşıldığı üzere davacının babası tarafından hediye edildiği anlaşılmakla, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davacı tanığı … beyanında “nişanın bozulduğunu, nişan dolayısıyla … ‘ya 15 tane büyük altın,2 m zincir ,10 tane burgu bilezik taktığını ve bu ziynetlerin şuan kız tarafında olduğunu” beyan etmiş, davalı tanığı … “bu hediyeleri davacının taktığını” beyan etmiştir. Mahkemece, tanık beyanları arasındaki bu çelişki üzerinde durulmadığı gibi, davacı tanığı beyanının üstün tutulma sebebi de açıklanmadan, davacı tanığı beyanına göre dava husumet yokluğundan reddedilmiştir.
O halde, mahkemece; taraf tanıklarından özellikle hediyelerin kim tarafından alındığı ve kim tarafından davalıya verildiği tekrar sorularak çelişki giderilmeli veya giderilemezse üstün tutma sebebi açıklanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.