Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1590 E. 2010/7082 K. 21.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1590
KARAR NO : 2010/7082
KARAR TARİHİ : 21.04.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.452.33 TL borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davacının, davalı aleyhine İdare Mahkemesine ücret farklarının ödenmesi için dava açtığını, kabul edilince davalı kurumun ücret farklarını yasal süresi içinde davacıya ödediğini, İdare Mahkemesi kararının temyiz incelemesi sonucu Danıştayca bozulduğunu ve İdare Mahkemesinin bozma üzerine davayı reddettiğini ve davalının, ilk mahkeme kararına istinaden ödenen paranın faiziyle iadesini istediğini, oysa ödemenin mahkeme kararına göre yapıldığını, davacının kusuru bulunmadığı ve temerrüde düşürülmediğini, uygulanan faizin yasal olmadığını HGK kararıyla öğrendiğini (06.08.2008 tarih 2008/3-40-102) belirterek, anapara ödemesi dışındaki “2.452.33 TL” işlemiş faiz alacağı konusunda borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacının anapara ve faiz ödemesini kuruma rızası ile yaptığını, bu hususta 14.12.2005 tarihli dilekçe vererek anapara ve faiz toplamı 8.403.94 TL alacağın ödenmesini aynen kabul edip maaşından ödeme yapılmasına rıza gösterdiğini, bu nedenle iade istenemeyeceğini ve zamanaşımı itirazı bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının 14.12.2005 tarihli belgeden anlaşıldığı gibi 8.403.9 TL anapara ve faiz borcunu aynen kabul ettiğini ve bunun maaşından kesilmesini talep ettiği, dolayısıyla borcu bizzat kabul ettiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut 14.12.2005 tarihli taahhütname, davacı tarafından “haklarım saklı kalmak kaydıyla” ihtiraz kaydı konularak imzalanmış olup, davacının kayıtsız şartsız kabulü bulunmamaktadır.
Sivas İdare Mahkemesinin 2005/155-222 sayılı dosyası incelendiğinde; mahkemece dasvacının maaş artışından yararlandırılmaması sebebiyle yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Danıştay 11. Dairesince 27.01.2004 tarihinde yerel mahkeme kararının bozulduğu, yerel mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine 09.03.2005 tarihinde karar verildiği, kararın yeniden temyizi üzerine Danıştay 11. Dairesince 03.03.2006 tarihinde onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Bu durum karşısında, davalının ancak İdare Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz isteyebileceği gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.