Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/15887 E. 2010/18457 K. 09.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15887
KARAR NO : 2010/18457
KARAR TARİHİ : 09.11.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3927 liralık takibe vaki itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davalı idarenin yaptığı kazı çalışmaları sırasında , davacıya ait yer altı kablolarına zarar verildiğini ,bu zararın tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek , itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 11.2.1959 tarih ve 1958/17 ve 1959/15 sayılı kararında da belirtildiği gibi“Kamu kuruluşlarının ‘verdikleri kararlar sonunda plan ve projelere uygun olarak tesisler yaptırmış olmaları ya da bu tesisleri kullanmaları yahut tesislere bakmaları nedeniyle kişilerin uğramış oldukları zararların ödetilmesine ilişkin davalar, yönetsel nitelikte olup bu tür davalara bakmaya yönetsel yargı yeri görevlidir.”
Ancak, somut olayda dava konusu uyuşmazlık, … Hukuk hükümlerine göre, davalı idarenin elemanının haksız eyleminden kaynaklanan zararın tazmini talebine ilişkin olup, bu bakımdan dava adliye mahkemelerinin görevi içinde bulunmaktadır.
Öyle ise mahkemece,yukarıdaki ilke ve esaslar gereğince görevli olduğu kabul edilip, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile görevsizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.