Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/15595 E. 2010/18709 K. 11.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15595
KARAR NO : 2010/18709
KARAR TARİHİ : 11.11.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, davalı olan … oğluna 2008 yılındaki son artış ile 270 lira yardım nafakası ödediğini, davalının 24 yaşında olup, açık öğretimin 2 yıllık bölümüne kayıtlı olduğunu, dolmuşlarda muavinlik yaptığını beyanla yardım nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, öğrenciliğinin devam ettiğini, nafakaya ihtiyaç bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalını halen öğrenci olduğunu, gelir getiren bir işi olmadığını, minübüslerdeki para toplama işini, kendisinin taşıma ücreti vermemesi karşılığı yaptığının anlaşıldığını, açık öğretimde olmasının yardım nafakasına engel olmayacağını gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK 364.md. göre; Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365/2.maddesine göre ise; nafaka yükümlüsünün mali gücüne uygun olmalıdır.
Somut olayda; davalı açık öğretim fakültesinin 2 yıllık bölümüne kayıtlı olup, 23 yaşında sağlıklı bir kişidir, annesiyle birlikte kalır ve kira vermemektedir. Okulunun devam mecburiyeti olmayıp yılda 1-2 kez sınava girmeyi gerektirmektedir. Davacı … ise, emekli, 740 lira maaşı olan, 270 lira kira veren ve bakmakla yükümlü olduğu eşi bulunan bir kişidir.
Tarafların koşulları dikkate alındığında, davalının iş bulma ve çalışma imkanı vardır. Bu nedenle sırf yüksek okula kayıtlı olması, süresiz bir yardım nafakasını hak ettiği sonucunu doğurmaz. Bu yorum kanunun lafzına ve amacına uygun olmadığı gibi, hakkaniyete de uygun değildir.
Davacının dava dilekçesindeki kaldırma talebi içinde, indirme talebinin de olduğu kabul edilerek mevcut yardım nafakasından makul bir oranda indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.