YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15277
KARAR NO : 2010/18132
KARAR TARİHİ : 04.11.2010
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 5.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; davalının işçilik alacaklarının tahsili için İş Mahkemesinden açılan davada vekilliğini davacının üstlendiğini ancak davalının Belediye ile anlaşarak davadan feragat ettiğini belirterek, taraflar arasında mevcut yazılı avukatlık ücret sözleşmesine göre ödenmeyen 5.000 TL vekalet ücretinin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; ücret sözleşmesinin 5. Maddesinde ödenmesi gereken vekalet ücretinin 5.000 TL dan az olamayacağı kararlaştırıldığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki vekalet ücret sözleşmesinin 5. maddesinde “…iş sahibi işten feragat ederse… veya davalı ile herhangibir şekilde anlaşırsa …1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca , dava ve takip sonuçlanmış olsaydı kararla tarifeye göre hesaplanacak olan yargılama ve icra vekalet ücretlerini defaten avukata ödeyecektir. Bu halde avukata ödenecek ücret 5.000 dan az olamaz” şeklinde şart kararlaştırılmıştır.
Avukatlık Kanununun 164/2. maddesinde “yüzde yirmibeşi aşmamak üzere dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir” hükmü getirilmiştir.
Avukatlık ücret sözleşmesinin 5. maddesinde yer … ve ödenecek ücretin 5.000 TL dan az olamayacağı yönünde kabul edilen ücret, aynı zamanda sözleşmenin cezai … niteliğindedir.
Bu durum karşısında mahkemece, Avukatlık Kanununda (164.md) sınırlar içinde kalmak ve BK.161.md. de gözönünde bulundurulmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.