Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1523 E. 2010/11213 K. 22.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1523
KARAR NO : 2010/11213
KARAR TARİHİ : 22.06.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 50.000,00 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazdaki ortak yerlere davalı tarafından haksız olarak el atıldığına ve yararlanmalarının engellenmesi nedeniyle 01.01.2005 tarihinden itibaren 50.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuş; mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle 33.000,00 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Ecrimisil davaları haksız fiil benzeri davalar olup, ecrimisil miktarının en çoğu tam kar mahrumiyeti en azı ise asgari kira bedelidir.
HUMK’nun 275.maddesi “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmünü getirmiştir.
Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanakları olan özel ve somut nedenleri belirtmek zorundadır. Ayrıca raporun denetime elverişli olması da gerekir.
Somut olayda yerleşmiş yargısal ilkeler doğrultusunda kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde dava konusu taşınmazların emsallerde değerlendirilerek saptanan dönem ecrimisil miktarına Toptan Eşya Fiat Endeksinin (TEFE’nin) tamamı yansıtılmak suretiyle belirlenecek miktardan az olmamak koşuluyla bulunacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekir. Eğer, TEFE uygulanmadan ecrimisil hesabı yapılacaksa, bunun nedenleri bilirkişi raporunda somut verilerle açıkça belirlenmelidir.
Mahkemece, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.