Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/14799 E. 2010/20062 K. 07.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14799
KARAR NO : 2010/20062
KARAR TARİHİ : 07.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 200 TL nafaka ve 10.000 TL eşya alacağının yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü, kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, davalı ile boşandıklarını, düğünde davacıya takılan ziynetlerin davalıda kaldığını beyan ederek, 10.000 TL.alacağın davalıdan tahsiline ayrıca, 150 TL. olarak hükmedilen tedbir nafakasının da 200 TL.’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, alacak davasının reddine, nafaka talebinin ise kısmen kabul kısmen reddi ile aylık nafakanın 200 TL.’ye çıkartılmasına karar verilmiş, bu karar davalı tarafından nafakaya ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, taraflar arasında, boşanma davası sonuçlanmadan önce bağımsız bir nafaka davasının açıldığı ve karara bağlandığı görülmüştür. Ancak, bu davada hükmolunan nafaka, boşanma davasının kesinleşmesi ile birlikte sona erecektir. Bu nafakanın artışına karar verilmesi talep edilemez.Boşanma davasından sonra talep edilebilecek nafaka, sadece yoksulluk nafakası olacaktır. Diğer yandan boşanma davasında da karar ile birlikte davacı kadın lehine bir nafakaya hükmedilmemiştir.
Öyle ise mahkemece, davacı tarafa talebinin ne olduğunun açıklattırılmasından sonra, davacının talebi eğer yoksulluk nafakasına ilişkin ise, yoksulluk davasının şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinden sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise, nafaka takdir edilmeden önce, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılmaması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.