Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1450 E. 2010/4238 K. 15.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1450
KARAR NO : 2010/4238
KARAR TARİHİ : 15.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 2.500 TL itirazın iptalinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı 02.07.2008 tarihli harici satış sözleşmesi ile davalıya sattığı aracın Noterde de 30.07.2008 tarihinde devrini verdiğini, satım bedeli olan 7.500 TL’den 5.000 TL’nin çekle ödendiğini, kalan 2.500 TL’nin 9. ayın sonu gelecek şekilde çekle ödenceğinin kararlaştırıldığı halde bugüne kadar ödenmediğini … sürerek, 2.500 TL alacağın tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Noter satış sözleşmesi sırasında kalan 2.500 TL borcunu ödediğini bildirerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece icraya itirazın asıl alacak miktarı olan 2.500 TL üzerinden iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 02.07.2008 harici satış sözleşmesi ile sattığı aracın bedelinden kalan 2.500 TL’nin 9. ayın sonu gelecek şekilde çek verilerek ödeneceğini, çek verilmediği gibi paranın ödenmediğini iddia etmiştir. Bu sözleşmeden sonra Noterde düzenlenen 30.07.2008 tarihli araç satış sözleşmesi ile davacı, dava dışı…’na vekaleten aynı aracı davalıya satmış, 7.100,00 TL satış bedelinin tamamını aldığını beyan etmiştir. Davacı, Noter huzurunda resmi biçimde düzenlenmiş bulunan satış sözleşmesinin aksine davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Bu iddiasını yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Alacağın niteliği itibariyle tanık dinlenemez. Muvafakat dışı dinlenen davacı tanık beyanlarına da itibar edilemez. Davacı dava dilekçesi ve sonraki delil listesinde yemin deliline de dayanmamıştır. Mahkemece alacaklı olduğunu yasal delillerle ispatlayamayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek kabulü şeklinde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.