Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1447 E. 2010/4236 K. 15.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1447
KARAR NO : 2010/4236
KARAR TARİHİ : 15.03.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 587 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı … İdaresi, Kaş Orman İşletme Müdürlüğünün Lengüme Orman İşletme Şefliği sınırları dahilinde enerji nakil hattı yapımı için … Müessese Müdürlüğü adına izin verildiğini, davalının fark bedelini yatırmadığını … sürerek, 2002 yılı fark bedeli olan 587.00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı 15.4.2004 tarihli … Bölge Müdürlüğü ile … Müdürlüğü arasında tanzim edilen tutanağın 2.maddesinde “4.4.2002 tarihli protokole göre … Ve Orman Bölge Müdürlüğü Listeleri karşılaştırılarak 2002 yılı güncelleştirilmiş bedellerle herhangi bir farklılık oluşmadığı saptanmış olup, 2002 yılı için herhangi bir gecikme ve fark bedeli yatırılmayacağı hususunda görüş birliğine varılmıştır” hükmünün yazıldığını, ayrıca taraflar arasındaki protokolün dayanağını oluşturan 6831 sayılı Orman Kanununun 3373 sayılı yasayla değişik 17.maddesinin iptal edildiğini bildirerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece 4.4.2002 tarihli protokolün 6831 Sayılı Yasanın 17/3. maddesinin eski şeklinin yürürlükte bulunduğu sırada düzenlendiği, bu hükmün Anayasa Mahkemesince iptal edilerek sonradan yapılan düzenlemede “…Devletçe yapılan ve/veya işletilenlerden bedel alınmayacağı” hükmü getirilerek 17.6.2004 tarihinde yürürlüğe girdiği, 17/3. maddesinin eski hükmüne göre düzenlenen protokol hükümlerinin uygulanamayacağı, …’ın KİT konumunda bulunup kamu yararı amacının bulunduğu, bu protokole dayanarak davalıdan izin bedeli adı altında talepte bulunamayacağı, taraflar arasındaki tutanak başlıklı anlaşma uyarınca 2002 yılı için bir gecikme ve fark bedeli alınamayacağının anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre; taraflar arasında 6831 Sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca 4.4.2002 tarihinde bedeli karşılığında enerji nakil hattı geçirilmek üzere protokol düzenlenmiş olup, mahkemenin red kararına gerekçe yaptığı 17. maddenin 3. fıkrası (Anayasa Mahkemesinin 08/11/2003 tarihli ve 25283 sayılı ….de yayımlanan, 17/12/2002 kabul tarihli ve E. 2000/75, K. 2002/200 sayılı kararı ile iptal edilen fıkra) “Turizm alan ve merkezleri dışında kalan Devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler için gerçek ve tüzelkişilere, … Orman ve Köyişleri Bakanlığınca bedeli karşılığı izin verilebilir…” şeklinde iken; iptal kararından sonra yapılan düzenlemede: “Savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, …, doğalgaz, altyapı ve katı atık bertaraf tesislerinin; sanatoryum, baraj, gölet ve mezarlıkların; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Devletçe yapılan ve/veya işletilenlerden bedel alınmaz…” hükmü getirilmiştir.
Davalı …’ın 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunduğu açıktır. Anılan KHK, Kamu İktisadi Teşebbüslerini İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları olmak üzere iki gruba ayırmıştır.
Bunlardan İktisadi Devlet Teşekkülleri, sermayesinin tamamı Devlete ait olmak, iktisadi alanında ticari esaslara göre faaliyet göstermek ve hususi hukuk hükümlerine tabi bulunmak üzere; Kamu İktisadi Kuruluşları ise, yine sermayelerinin tamamı Devlete ait olmak ve … niteliğindeki mallar ile temel mallar ve hizmetler üretmek, pazarlamak üzere kurulmuşlardır.
233 sayılı KHK.nin 1.maddesinde İktisadi Devlet Teşekküllerinin ticaret şirketleri gibi verimlilik ve karlılık ilkeleri doğrultusunda çalışacakları vurgulanmış, sonraki hükümlerde Teşebbüslerin kuruluş ve müesseseler biçiminde teşkilatlanacakları açıklanmış, 16.maddede kurulacak müesseselerin statülerini ve unvanlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirecekleri, bunların Özel Hukuk hükümlerine tabi olacakları, sorumluluklarının sermayeleri ile sınırlı bulunduğu, Genel Muhasebe Kanunu ile İhale Kanunu hükümlerinin bunlara uygulanmayacağı, Sayıştay denetimine tabi olmadıkları hükme bağlanmıştır. Kanun koyucunun Özel Hukuk hükümlerine tabi tutmak suretiyle, bunların birer ticaret şirketi veya tacir olduklarını benimsediği anlaşılmaktadır.
233 sayılı KHK.hakkındaki bu kısa açıklamadan sonra, davalı …’ın ana statüsü bakımından incelenmesinde yarar görülmüştür.
… Elektrik Kurumu 233 sayılı KHK.nın verdiği yetki ile Resmi Gazetenin 9.kasım 1984 sayısında yayımlanan Ana Statü ile kurulmuş olupStatünün 3. maddesinde kurumun tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk, hususi hukuk hükümlerine tabi ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir kamu İktisadi Kuruluşu olduğu açıklanmıştır. 12.8.1993 gün ve l993/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile … Elektrik Üretim, İletim A.Ş. (…) ve … Elektrik Dağıtım A.Ş. (…) ünvanı ile İktisadi Devlet Teşekkülleri oluşturulmuştur.
… Ana Statüsünün 4. maddesinde, bu teşekkülün elektrik dağılımı yanında, faaliyeti konuları ile ilgili menkul, gayrimenkul almak ayni ve … haklara tasarruf etmek için işletme, iştirak kurarak çalıştırabileceği ve bütün bunları bir ticari işletme kurup işleten tacir gibi verimlilik ve karlılık esaslarına göre yapabileceği belirtilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri ticari işletme kurup işlettikleri için, tacirdirler. Sermayelerinin Devlete ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinin özellik arz etmesi, bu kurumlara kamu hukuk müessesesi vasfı kazandırmaz; özel hukuk tüzel kişilerdirler ve haklarında hususi hukuk hükümleri uygulanır.
Bu nedenlerle devlet ormanlarında irtifak … tesisi için izin verilmesi kamu yararı bulunması koşuluna bağlı tutulmuş olup, davalı Özel Hukuk Tüzelkişisi olmakla izin isteminin ancak bedeli karşılığı olması gerektiği gözetilmeden , davalı kurumun KİT konumunda bulunması nedeniyle bedel alınamayacağına dair yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Diğer yandan 21.04.2004 tarihli tutanağın 2. maddesinde “04.04.2002 tarihli protokole göre, … ve orman Bölge Müdürlüğü Listeleri kararlaştırılarak 2002 yılı güncelleştirilmiş bedellerde herhangi bir farklılık oluşmadığı saptanmış olup, 2002 yılı için herhangi bir gecikme ve fark bedeli yatırılmayacağı hususunda görüş birliğine varılmıştır “ şeklinde anlaşma yapılarak … Genel Müdürlüğü ve … Orman Genel Müdürlüğü adına imzalanmış ise de, bu belge ibra mahiyetinde kabul edilemez. Mahkemece bilirkişi rapora ile varlığı anlaşılan alacağın kabulüne karar verilmesi gerekirken, belgenin ibra belgesi olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03. 2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.