Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/14294 E. 2010/17431 K. 25.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14294
KARAR NO : 2010/17431
KARAR TARİHİ : 25.10.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili 04/05/2009 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalının mahkemenin 2008/121 E. 2008/247 sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının hüküm altına alındığını, geçen zaman içerisinde 2009 yılı haziran ayı başından itibaren sigortalı olarak … Hotel işyerinde çalıştığını, çalışmasının sürekli olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Yargıtay kararlarına göre asgari ücret düzeyinde gelire sahip olan kadının yoksulluk nafakası isteyebileceğini ve asgari ücretin kişiyi yoksulluktan kurtaramayacağını, bu nedenle asgari ücretle çalışmasının müvekkilini yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “salt asgari ücretle çalışılmakta bulunulması” yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.
Ancak, tarafların gelirinin eşitlenmesi ve davalının işinin sürekli olması yoksulluk nafakasının hakkaniyet gereği kaldırılmasını gerektirdiği gibi, nafakanın kaldırılması talebi, azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, boşanma davası sırasında sürekli ve düzenli geliri tespit edilemediğinden yoksulluk nafakasına hükmedildiği bu dava sırasında tarafların sosyo-ekonomik durumlarının zabıtaca araştırılmadığı anlaşılmıştır. Davalının sigortalı çalıştığına dair kayıtlar getirtilmiştir. Gelen kayıtlara göre; davalı 5/2007 tarihinden beri özel şirketlerde asgari ücretle sigortalı çalışmış, dava öncesinde işten çıkarılmış, fakat dava sırasında yeniden çalışmaya başlamıştır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacının geliri nazara alındığında, davalının boşanma davasından sonra asgari ücretle çalışıyor olmasının, onu yoksulluktan kurtulmasa bile, şimdilik düzenli gelir elde edilinceye kadar nafakanın uygun bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek. halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.