Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/14097 E. 2010/14631 K. 20.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14097
KARAR NO : 2010/14631
KARAR TARİHİ : 20.09.2010

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, tarafların 31.05.2007 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, protokol gereğince; 200 TL iştirak nafakası ile bu nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren her yıl % 50 oranında artırılacağının kararlaştırıldığı, nafaka yükümlüsü olan davacı babanın işsiz olması ile müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde nafakanın katlanılamayacak ölçüde ağırlaştığı ve ifasının çekilmez hal aldığı, böylece önceden öngörülemeyen ekonomik gelişmeler gözetildiğinde protokol hükümleriyle bağlı kalınamayacağı ileri sürülerek artış oranının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilerek uyarlanması istenilmiştir.
Mahkemece, şartların değişmesi halinde boşanma davasında düzenlenen protokol hükümlerinin değiştirilebileceği, ancak davacının bu yöndeki iddialarının yerinde olmadığı, ayrıca artış hükmünün kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl süre ile geçerli olup sürenin dolması ile kendiliğinden sona ereceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK. 176/IV maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Aynı şekilde 331. madde uyarınca; durumun değişmesi halinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.
Somut olayda ise, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, iştirak nafakasının niteliği, protokolün yapılış tarihinden itibaren geçen süre nazara alındığında, önceki ilamdaki gelecek yıllardaki artış hükmüne göre otomatik olarak artan nafaka miktarı şimdilik (dava tarihi itibariyle) uygundur. Nafakanın indirilmesini ve önceki ilamdaki artış hükmünün günün koşullarına uyarlanmasını gerektirir olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, ilamdaki artış hükmünün; ancak mahkemece verilecek kararla kaldırılabileceği( ya da değiştirileceği) ve uyuşmazlık çıkıncaya kadar geçerliliğini sürdüreceği de belirtilen yasal düzenlemelerin bir sonucudur. Bu itibarla, artış hükmünün üç yıl sonunda nihayet bulacağına ilişkin mahkemece yapılan değerlendirme yasaya uygun değil ise de hüküm sonuç itibariyle doğru bulunduğundan yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.09.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.