Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/14035 E. 2010/17874 K. 02.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14035
KARAR NO : 2010/17874
KARAR TARİHİ : 02.11.2010

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 3.716,20 TL için takibe yapılan itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatı istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili … ile davalı arasında TSE markasının kullanılması hususunda sözleşme imzalandığını, faturaların süresinde ödenmemesi nedeniyle, gecikme bedeline ilişkin olarak fatura tahakkuk ettirildiğini ve icra takibine konulduğunu; ancak, takibe davalı firmanın haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmelerde davacı yanca düzenlenecek fatura bedellerinin hangi tarihte ödeneceğine ilişkin ve akdi temerrüt faiz oranı hakkında düzenleme bulunmadığını; davacı tarafından müvekkiline keşide edilmiş bir ihtarname de olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2005/6679 sayılı takip dosyasındaki 2400,49 TL faiz alacağına ilişkin itirazın iptaline, takibin devamına; alacak faize ilişkin olduğundan takipten sonra faiz yürütülmemesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak,
1) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden,
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanunun 51. maddesi gereği hesaplama yapıldığı belirtilmekle birlikte, gecikme faiz oranları %36, %24,%20 şeklinde uygulanmış, bu şekilde uygulama yapılmasının nedenleri açıklanmamıştır. Bu haliyle rapor hükme esas alınamaz. Yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

2) Davalı vekilinin temyiz itirazları bakımından ise;
Davalı tarafça ödenen bilirkişi ücretleri bulunduğu gözetilmeden, tüm yargılama giderlerinin paylaştırılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.