Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/1353 E. 2010/2702 K. 22.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1353
KARAR NO : 2010/2702
KARAR TARİHİ : 22.02.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 20.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı 217 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 1.kat 2 nolu bağımsız bölümü kendisinin yaptırdığını, davalının açtığı ortaklığın giderilmesi davası sonucu satıldığında sebepsiz zenginleşeceklerini ileri sürerek, 2 nolu bağımsız bölümün davacı tarafından yapıldığının tespiti ile dava tarihindeki değeri olan 20.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece davacı ve eşinin 1991 yılında bir kısım malzemeyi ödediği kabul edilmiş, 21,87 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1990/1-1991/1 sayılı 22.2.1991 sayılı kararı gereğince müşterek veya iştirak halindeki mülkiyette şuyuun giderilmesi sonucu elde edilen satış bedelinden muhdesatı yapan paydaşa ödenecek miktarın muhdesatın vücuda getirildiği tarihte bunun yapılması için harcanan para ile sınırlı değildir.
Paydaşlardan biri yaptığı muhdesat bedelini sebepsiz iktisap hükümlerine göre isteyebilir. Sebepsiz zenginleşmede bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığ aleyhinde çoğalması gerekir. Yani zenginleşme fakirleşmenin karşılığı olmalıdır. Başka bir anlatımla aralarında illiyet bağı bulunmalıdır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Yıllarca evvel paydaşlardan biri tarafından vücuda getirilen ve onun tarafından kullanılıp yararlanılan muhdesat (bina, … gibi) nedeniyle iade borçlusu ne zaman zenginleşmiş, alacaklısı ne zaman fakirleşmiş sayılacaktır? Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın diğer paydaşlara herhangi bir katkısı kural olarak olmayacaktır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin taşınmazın şuyunun satış ücretiyle giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

Davacının dava açtığı tarihte ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanmamış, dava konusu taşınmaz satılıp, davacının elinden alınmamıştır. Diğer bir anlatımla sebepsiz zenginleşme oluşmamıştır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddi gerektiğinden, gerekçenin değiştirilerek hükmün ONANMASINA, 1.55.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 22.2.2010 günü oybirliğiyle karar verildi.