Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2010/13481 E. 2010/20393 K. 13.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13481
KARAR NO : 2010/20393
KARAR TARİHİ : 13.12.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Dava dilekçesinde 13.000 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava dilekçesinde; davacılara ortak murislerinden intikal eden 471 parsel sayılı taşınmaza davalı …’ın bir kısım direkler dikerek enerji nakil hattı geçirdiği; bu direklerin her biri nedeniyle 1-2 m² kadar alanın kullanılmaz hale geldiği, kamulaştırma yapılmaksızın dikilen direkler nedeniyle kullanılamayan toplam alanın 1.800 m² kadar olduğu ileri sürülerek, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için 13.000 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının Anayasa Mahkemesince iptal edilen 38.maddesi uyarınca; İdarece kamulaştırmasız el konulan taşınmazın fiilen el koyma tarihinden itibaren 20 yıllık sürenin geçmesi halinde malik, zilyet veya mirasçılarının her türlü dava haklarının düşeceği, dava konusu taşınmaza da fiilen el atıldığı tarih olan 1980 yılından itibaren yasa maddesinin iptal edildiği ve bu davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıldan fazla sürenin geçtiği, yine Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ancak, Mahkemece hüküm verildikten sonra 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 18.06.2010 tarih ve 5999 sayılı “Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un” 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na geçici 6.madde eklenmiş, maddenin yan başlığında da belirtildiği üzere, kamulaştırmasız el koyma sebebiyle tazmine ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir.
18.06.2010 tarih ve 5999 sayılı “Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasında, “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı maddenin 8. fıkrasında, “Bu maddenin tazminata ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır…” denildikten sonra; 9. fıkrasında ise, “Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması halinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir” hükmü öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere, artık usulü kazanılmış hakkın gerektirdiği yönde değil, sonradan çıkan ve 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı “Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çerçevesinde inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği açıktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.10.2010 tarih ve 2007/5/11 e. ve 2010/541 k.sayılı kararında da belirtildiği üzere 04.11.1983 tarihinden önce taşınmazlarına kamulaştırmasız el konulanların hak ve durumlarını düzenleyen 18.06.2010 tarih ve 5999 sayılı Yasa hükümleri uyarınca işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.